- 289 -
بِاسْمِهِ * وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ *[1]
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ عَاشِرَاتِ دَقَائِقِ اَيَّامِ الْفِرَاقِ *[2]
Aziz, sıddık, muhlis, halis kardeşim,
Evvelâ: Sizin bayramınızı ve nurlarla ciddî iştigalinizi ve daima birinciliği Nur dersinde ve sadakatinde muhafaza etmenizi, bütün ruh u canımla tebrik ederim.
Saniyen: Hiç merak etme, seninle muhabere mânen devam eder. Bütün mektuplarımda "Aziz, sıddık kardeşlerim" dediğim zaman, muhlis Hulûsi saff-ı evvel muhatapların içindedir.
Salisen: Nurlar pek parlak ve galibane fütuhatı geniş bir dairede devam ediyor. Sırran tenevveret sırrıyla, perde altında daha ziyade işliyor. İki makine, bin ve beş yüz kalemli iki kâtip olmasıyla, inşaallah zemin yüzünü de ışıklandıracak derecede ders verecek.
Kardeşim, ben de senin fikrindeyim ki, Nur hizmeti için kader-i İlâhî seni gezdiriyor. En muhtaç yerlere sevk eder. Hususan, o havali, memleketim, güzel levha-i hakikatin lâhikalarına geçirmek için, Nur şakirtlerine gönderdik. O civarda Nurlarla alâkadar zâtlara selâm. Biraderzadem Nihad'ın gözlerinden öperim. O da babasıyla beraber daima duamdadır.
اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
Seni unutmayan hasta kardeşiniz
Said Nursî
• • •