جَامِى اَزْخَطِّ خُو شَشْ بَاكْ َكُنْ لَوْحِ ضَمِيرْ * كِينْ نَه حَرْفِيسْتْ كِه اَزْصَفْحَهءِ اِدْرَاكَ رَوَدْ
Yani, "Bu huruf öyle harf değildir ki, akıl ve idrak sahifesinden gitsin. Öyle kudsî harf, öyle güzel şirin hat, daima kalbimin sahifelerinde yazılmalı, silinmemeli." Aciptir ki, bütün Divanında bu fala benzer mealde yazı göremedik. Demek bu fal, Hazret-i Câmî'nin kerametinden bir nebze oldu.
اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى [1]
Kardeşiniz
Said Nursî
• • •
- 260 -
Mu'cizât-ı Ahmediyeyi (a.s.m.), sana güzel ve tevafuklu bir tarzda yazdırdım. Hüsrev kerametli kalemiyle bana yazdığı gayet kıymettar bir nüshayı, aynen ve tam tamına muvafık gelmek şartıyla size yazdırıldı, yakında göndereceğim. Yanınızda yeni yazılan İ'câz-ı Kur'âniye gibi, bana bir nüsha lâzımdır. Fakat Hafızın kalemi oradaki mevcut tevafuku tamamen muhafaza edememiş. Tevafukçu Hüsrev'in taht-ı nezaretinde, mâbeyninizde taksim edip, bana yadigâr bir i'câz-ı Kur'ânîyi müştereken yazsanız çok iyi olur.