girdim. Gördüm ki, Cennet, sekiz tabaka olup, hiç birbirine mâni olmadığı ve benzemediği gibi, birine girdiğimde onun letâfeti evvelki girdiğimin lezzetini tazelendirdiği gibi, risaleler aynen öyledir.
İmamoğlu
Hafız Mustafa (r.h.)
• • •
- 142 -
Risale-i Nur'un tesvid ve tebyizinde çok hizmeti sebkat eden Şamlı Hafız Tevfik'in, Risale-i Nur'un hakkaniyetine dair istihracî bir fıkrasıdır.
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ * [1]
Malûm olsun ki, Zübdetü'r-Resâil Umdetü'l-Vesâil namında, kutbü'l-ârifîn Ziyaeddin Mevlânâ Şeyh Hâlid'in (kuddise sirruhu) mektubat ve resâil-i şerifelerinden muktebes nasâyih-i kudsiyenin tercümesine dair bir risaleyi, on üç sene mukaddem, Bursa'da Hocam Hasan Efendiden almıştım. Nasılsa mütalâasına muvaffak olamamıştım. Tâ bugünlerde, kitaplarımın arasında birşey ararken elime geçti. Dedim: "Bu Hazret-i Mevlânâ Hâlid, Üstadımın hemşehrisidir. Hem İmam-ı Rabbânî'den sonra, tarîk-ı Nakşînin en mühim kahramanıdır. Hem tarik-i Hâlidiye-i Nakşiyenin pîridir." Risaleyi mütalâa ederken, Hazret-i Mevlânâ'nın tercüme-i halinden şu fıkrayı gördüm:
Ashâb-ı Kütüb-i Sitteden İmam-ı Hâkim, Müstedrek'inde ve Ebu Davud, Kitab-ı Sünen'inde; Beyhakî, Şuab-ı İman'da tahriç buyurdukları,