On Birinci Meselenin Haşiyesinin bir Lâhikasıdır
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Âyetü'l-Kürsînin tetimmesi olan
لاَ اِكْرَاهَ فِى ﴿ الدِّينِ قَدْ تَبَيَّنَ الرُّشْدُ ﴾ مِنَ الْغَىِّ [1] bin üç yüz elli (1350),
فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ [2] bin dokuz yüz yirmi dokuz (1929) veya (1928),
وَيُؤْمِنْ بِاللهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ [3] dokuz yüz kırk altı (946) "Risaletü'n-Nur" ismine muvafık; بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقٰى [4] bin üç yüz kırk yedi (1347);
﴾ لاَ انْفِصَامَ لَهَا وَاللهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ * ﴿ اَللهُ ﴾ ﴿ وَلِىُّ الَّذِينَ اٰمَنُوا [5]
eğer beraber olsa bin on iki (1012), eğer beraber olmazsa dokuz yüz kırk beş (945) (bir şedde sayılmaz), يُخْرِجُهُمْ مِنَ ﴿ الظُّلُمَاتِ ﴾ اِلَى النُّورِ [6] bin üç yüz yetmiş iki (1372) (şeddesiz), ﴾ وَالَّذِينَ كَفَرُوا اَوْلِيَۤاءُهُمُ ﴿ الطَّاغُوتُ [7] bin dört yüz on yedi (1417); ﴾ يُخْرِجُونَهُمْ مِنَ النُّورِ اِلَى ﴿ الظُّلُمَاتِ [8] bin üç yüz otuz sekiz (1338) (şedde sayılmaz) اُولٰۤئِكَ اَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ [9] bin iki yüz doksan beş (1295) (şedde sayılır) eder. Risaletü'n-Nur'un hem iki kere ismine, hem suret-i mücahedesine, hem tahakkukuna ve telif ve tekemmül zamanına