Evet, herbir اُولٰۤئِكَ [1] mâkabline bir fezleke, bir icmaldir. Fakat erkân-ı İslâmiye me'haz tutulmakla, birinci اُولٰۤئِكَ 'nin birinci وَالَّذِينَ [2] 'ye raptı; ikincisinin de ümmî mü'minlere tahsisi ve keza erkân-ı imaniye ile yakîn me'haz tutulmakla ikinci اُولٰۤئِكَ 'nin ikinci وَالَّذِينَ 'ye raptı ve ikisinin de ehl-i kitap mü'minlere ircaı daha evlâdır.
İkincisi: اُولٰۤئِكَ 'nin tekrarı, her iki saadetin gerek hidayete, gerek onların medih ve senâlarına müstakil ve ayrı ayrı gayeler ve sebepler olduklarına işarettir. Fakat ikinci اُولٰۤئِكَ 'nin hükmüyle beraber, birinci اُولٰۤئِكَ 'ye işareti daha evlâdır.
Üçüncüsü: Zamîrü'l-fasl olan هُمْ [3] ehl-i kitaptan olup Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâma iman etmeyenlere bir târiz olmak üzere bu cümle ile yapılan hasrı te'kit etmekle beraber, güzel bir nükteyi tazammun etmiştir. Şöyle ki:
Müpteda ile haber arasında bulunan هُمْ zamiri, müptedayı, çok haberlere müpteda yapar. Ve bu gibi haberlerin tayinini de hayale havale eder. Yani haberlerin mahdut ve muayyen olmadığını hayale arz etmekle, hayali, münasip haberleri taharrî etmeye teşvik eder.
Nasıl ki Zeyd'i ele almakla "Zeyd âlimdir, Zeyd fâzıldır, Zeyd güzeldir" gibi Zeyd'in sıfatlarından çok hükümleri dizebilirsin. Kezalik اُولٰۤئِكَ 'den sonra