vahyolunan kitabın aynı olmasıdır. Halbuki, İncil ile Tevrat hakkında birçok şüpheler ileri sürülmektedir.
İkincisi:< Müslümanlar, Kur'ân'ı, Arapçanın en kuvvetli muhafızı ve esasat-ı diniyenin amelî bir mahiyet almasının en kuvvetli menbaı telâkki ederler.
Binaenaleyh, Monsieur Renaud eserini tashih edecek olursa, bu tercümesiyle, insanları tenvir hususunda insanlığa büyük bir muavenette bulunur ve bâtıl itikadların hudutlarını tarümar etmeye hâdim olur.
Doktor Maurice
ba
[Nur Çeşmesi'nde ve Risale-i Nur'da yazılan bu nevi filozoflardan kırk altıncısıdır.]
Zat-ı Kibriya hakkındaki âyetlerin ulviyeti veKur'ân'ın kudsî nezaheti
Mister John Davenport, "Hazret-i Muhammed (a.s.m.) ve Kur'ân-ı Kerim" ünvanlı eserinde Kur'ân-ı Kerimden bahsederken şu sözleri söylüyor:
Kur'ân'ın sayısız hususiyetleri içinde bilhassa ikisi fevkalâde mühimdir.
1. Zât-ı Kibriyayı ifade eden âyâtın âhengindeki ulviyettir. Kur'ân-ı Kerim, beşerî zaaflardan herhangi birisini Zat-ı Kibriya'ya isnaddan münezzehtir.
2. Kur'ân, başından sonuna kadar, gayr-ı beliğ, gayr-ı ahlâkî, yahut terbiyeye muhalif fikirlerden, cümlelerden ve hikâyelerden tamamen münezzehtir.
Halbuki bütün bu nakîsalar, Hıristiyanların ellerindeki muharref Kitab-ı Mukaddeste mebzuliyetle vardır.
John Davenport