﴾ يُخَادِعُونَ اللهَ وَالَّذِينَ اٰمَنُوا وَمَا يَخْدَعُونَ اِلاَّۤ اَنْفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَ * فِى قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ فَزَادَهُمُ اللهُ مَرَضًا وَلَهُمْ عَذَابٌ اَلِيمٌ بِمَا كَانُوا يَكْذِبُونَ [1] ﴿
Bu âyet, bütün cümleleriyle nifaka hücum ederek, münafıkları tevbih, takbih, tehdit, tâyib etmekle, evvelce اٰمَنَّا [2] dedikleri kavli, ne maksada ve ne illete binaen söylediklerini ve nifakın en birinci cinayeti olan hud'a ve hilelerini beyan etmektedir.[3]
Evvelen, nifakın birinci cinayeti olan hud'aya ait يُخَادِعُونَ [4] 'den يَكْذِبُونَ [5] 'ye kadar yedi cümleye terettüp eden müteselsil neticeleri nazara almak lâzımdır
Birincisi: Allah'ı kandırmak gibi muhal bir şeyin talebinde bulundukları için tahmik edilmişlerdir.
İkincisi: Menfaat niyetiyle kendilerine zarar dokundurdukları için tesfih edilmiştir.
Üçüncüsü: Menfaati mazarattan tefrik edemedikleri için techil edilmişlerdir.
Dördüncüsü: Tıynetleri pis, sıhhatlerinin madeni hasta, hayat menbaları ölmüş, vesaire gibi rezaletleriyle terzil edilmişlerdir.
Beşincisi: Şifanın talebiyle marazlarını ziyade ettikleri için tezlil edilmişlerdir.
Altıncısı: Elemden maada birşeyi intaç etmeyen kavî bir azapla tehdit edilmişlerdir.
Yedincisi: İnsanlarca alâmetlerin en çirkini olan kizb ile teşhir edilmişlerdir.