temine mâtuf olan kudsî hizmetinde ve bütün makàsıd-ı ilmiyesinde, yirmi seneden beri ettiğim kâtiplikle ve Risale-i Nur'a ettiğim hizmetimle iftihar ettiğimi yüksek mahkemenize arz ediyorum.
Mevkuf
Hüsrev Altınbaşak
ba
Tahirî'nin müdafaasıdır
Afyon Ağırceza Mahkemesine,
Afyon C. Savcılığınca tarafıma tebliğ edilen, "dinî hissiyatı âlet ederek devletin emniyetini bozacak hareketlere halkı teşvik" maddesinden Üstadım Bediüzzaman Said Nursî ve diğer arkadaşlarıyla birlikte suçlu gösterilmekle mahkemeye veriliyorum.
Ben, gerek Isparta Sulh Mahkemesinde ve gerekse Afyon Sorgu Dairesinde sorulan suallere doğru olarak cevap vermişim. Bizi beraat ettiren Denizli Mahkemesi bütün kitaplarımızı bize iade etmiş, Üstadım Bediüzzaman'ın risalelerini okuyup yazmakta ve kendisine talebe olan kardeşlerimle mektuplaşmakta bize ceza vermemişti. Halbuki, altı sene evvel Üstadımın müsaadeleri olmadığı halde, mârifetimle eski yazıyla İstanbul'da matbaada tab edilen beş yüz adet Bediüzzaman'ın Yedinci Şuâ kitabını, Denizli Mahkemesi tamamen sandığıyla, 20.7.1945 tarihli kararıyla yedime teslim etmiş, o zaman müştak olan Nur talebelerine tab bedeli mukàbilinde tevzi edilmişti.
İşte, bu âlî mahkemenin, Temyizin yüksek tasdikiyle kat'iyet kesb eden hükmüne istinaden, iki sene evvel İstanbul'dan teksir makinesi ve kâğıt alarak Isparta'ya getirdim.
Elinizde olan üç mecmuadan ikisini kardeşim Hüsrev Altınbaşak yazdı, birisini de ben yazdım. Evvelâ Zülfikar: Mu'cizât-ı Kur'âniye ve Ahmediye mecmuasını