بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ * [1]
Reis Beyefendi,
Ankara makamatına ve Reis-i cumhura istida suretinde gönderdiğim müdafaanamemi ve Başvekâletin de bunu ehemmiyetle kabul ettiklerini gösteren cevabî mektubunu rabten sunuyorum, takdim ederim. Makam-ı iddianın aleyhimizde beyan ettiği asılsız, ittihamkârâne evhamın kat'î cevapları bu müdafaatımda vardır. Sair yerlerin garazkârâne ve sathî zabıtnamelerine bina edilen buranın ehl-i vukuf raporunda hilâf-ı vâki ve mantıksız çok sözler vardır ki, onlara karşı da bu itiraznamem takdim edilmişti.
Ezcümle: Size evvelce arz ettiğim gibi, Eskişehir Mahkemesine, yüz altmış üç (163)'üncü madde ile beni mahkûm etmek istedikleri zaman demiştim: "Hükûmet-i Cumhuriyenin iki yüz mebusu içinde aynı rakam yüz altmış üç (163) mebusun imzalarıyla Van'daki dârülfünunuma (medreseme) yüz elli (150) bin banknot tahsisat kabul etmeleri ve onunla hükûmet-i cumhuriyenin bana karşı teveccühü, bu yüz altmış üç (163)'üncü maddeyi hakkımda hükümden iskat ediyor" dediğim halde, o ehl-i vukuf, "yüz altmış üç (163) mebus Said aleyhinde takibat yapmışlar" diye tahrif etmiş! İşte makam-ı iddia da, bu ehl-i vukufun böyle bütün bütün asılsız ittihamlarına binaen bizi mes'ul tutuyor. Halbuki, meclisinizin kararıyla, en yüksek heyet-i ilmiye ve fenniyenin tetkikine ve tahkikine havale edilen Risale-i Nur'un bütün eczaları tetkikten sonra, bil'ittifak, hakkımızda verdiği kararda, "Said'in ve Risale-i Nur şakirtlerinin yazılarında dini, mukaddesatı âlet edip devletin emniyetini ihlâle teşvik veya bir cemiyet kurmak ve hükûmete karşı bir su-i maksadı bulunmak kasdında olduğunu gösterir bir sarahat ve emare olmadığını ve Said'in şakirtleri, muhaberelerinde