BEŞİNCİ BAB
حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪ــيلُ
Mertebelerine Dair Beş Nüktedir.
Birinci Nükte
Bu söz, insanlığın acizlik hastalığına ve insanın fakirlik illetine iyi gelen bir ilâçtır.
Allah bize yeter; O ne güzel vekildir.
Ben on üç sene evvel yüksek bir yer olan Yuşa tepesinden dünyaya baktım, birbiri içindeki mevcudat tabakatına ve mehasinine herkes gibi meftun idim. Âdeta şedit bir muhabbetle alakadar idim. Halbuki, pek zahir bir surette fena ve zevalde yuvarlanmalarını aklen müşahade ettim. Dehşetli bir elem ve firak; belki hadsiz firaklardan gelen bir zulmet hissettim. Birden "Hasbünallahi ve ni'me'l-vekîl" ayeti otuz üç mertebesi ile imdadıma yetişti. Ben de gelecek tarzda remizli okurdum. Mağrip ve yatsı ortasında devam ettiğim yedi cümle-i mübarekenin herbirisi birer lem'a olarak Otuz Birinci Mektup'un Lemeât'ına girecekti. Beş cümlesi girdi, bu ikisi kalmıştı. Bunun için Dördüncü, Beşinci Lem'alar'ın yerleri açık kalmıştı. Biri, "Hasbünallahi ve ni'me'l-vekîl" diğeri, "Lâ havle velâ kuvvete illâ billahi'l-aliyyi'l-azîm"in meratibine dair olacaktı. Bu iki mübarek kelamın meratibi ilimden ziyade fikir ve zikir olduğundan Beşinci Bab olarak Arabî zikredildi.
Bir zaman bu cümle-i mübarekenin çok envarını ve makamatını gördüm. Beni çok müthiş zulümattan ve vartalardan kurtardı. Ben o ahval ve makamata işaret için gayet muhtasar birer fıkra, bazan birer kelimesiyle kendi tahatturum için işaretler koymuştum. O baştaki fıkra ise herkes gibi benim de bir mahbubum olan koca dünyanın zevalini ve fenasını ve içindeki zihayatın ölmesini düşündüğümden çok elim ve derin dertlerime merhem olarak حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪يلُ buldum. Baştaki cümleler bu sırra göre gidiyor.