Dokuzuncu Lem'a
Bu lem'ayı herkes okumasın. Vahdetü'l-vücudun ince kusurlarını herkes göremez ve muhtaç değil.
بِاسْمِهِ [1]* وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ * [2]
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ * [3]
Aziz, sıddık, muhlis, halis kardeşim,
Kardeşimiz Abdülmecid'e ayrı mektup yazmadığımın sebebi, size yazdığım mektupları kâfi gördüğümdendir ki, Abdülmecid, benim için Hulûsi'den sonra kıymettar bir kardeşim, bir talebemdir. Her sabah akşam Hulûsî ile beraber, bazen daha evvel duâmda ismiyle hazır oluyor. Size yazdığım mektuplardan, evvel Sabri, sonra Hakkı Efendi istifade ediyorlar. Onlara da ayrı mektup yazmıyorum. Cenâb-ı Hak seni onlara mübarek büyük bir kardeş yapmış. Sen benim yerime Abdülmecid ile muhabere et, merak etmesin, Hulûsî'den sonra onu düşünüyorum.
BİRİNCİ SUÂLİNİZ: Cedlerinizden birisinin imzası "es-Seyyid Muhammed"e dair mahrem sualiniz var.
Kardeşim buna ilmî ve tahkikî ve keşfî cevap vermek elimde değil. Fakat ben arkadaşlarıma derdim ki: "Hulûsî ne şimdiki Türklere ve ne de Kürtlere benzemiyor. Bunda başka bir hâsiyet görüyorum." Arkadaşlarım da beni tasdik ediyorlar. دَادِ حَقْ رَا قَابِليَّتْ شَرْطْ نِييسْت [4] sırrıyla "Hulûsî'de büyük bir asâlet
Allah vergisi için kabiliyet şart değildir.