dahi o taifelerin en ekmeli ve en efdali bulunduğunu ve Ne-biyy-i Âhirzamanın sırr-ı veraset-i nübüvvetten teselsül eden taife-i verese-i enbiya ve Sıddık-ı Ekberin maden-i sıddıkiyetinden teselsül eden kafile-i sıddıkîn ve hulefâ-i selâsenin şehadet mertebesiyle merbut bulunan kafile-i şüheda, وَالَّذِينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ [1] sırrıyla bağlanan cemaat-i salihîn ve
قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللهَ فَاتَّبِعُونِى يُحْبِبْكُمُ اللهُ * [2]
sırrını imtisal eden ve Sahabelerin ve Hulefâ-i Râşidînin refakatinde giden esnaf-ı Tâbiîni ihbar-ı gaybî nev'inden gösterdiği gibi, وَالصِّدِّيقِينَ [3] kelimesiyle, mânâ-yı işarî cihetinde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmdan sonra makamına geçecek ve halifesi olacak ve ümmetçe "Sıddık" ünvanıyla şöhret bulacak ve sıddıkîn kafilesinin reisi olacak Hazret-i Ebu Bekri's-Sıddık'ı ihbar ediyor.
وَالشُّهَدَۤاءِ [4]kelimesiyle, Hulefâ-i Râşidînden üçünün şehadetini haber veriyor. Ve Sıddıktan sonra üç şehid halife olacaklar. Çünkü شُّهَدَۤاءِ cem'dir; cem'in ekalli üçtür. Demek Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali (radıyallahu anhüm) Sıddıktan sonra riyaset-i İslâmiyete geçecekler ve şehid olacaklar. Aynı haber-i gaybî vuku bulmuştur.
Hem وَالصَّالِحِينَ [5] kaydıyla, Ehl-i Suffe gibi taat ve ibadette Tevrat'ın senâsına