﴾ وَهٰذِهِ الْكَلِمَةُ الطَّيّبَةُ الْمُبَارَكَةُ خَامِسَةٌ مِنَ الْخَمْسِ الْبَاقِيَاتِ الصَّالِحَاتِ الْمَشْهُورَاتِ الَّتِى هِىَ: سُبْحَانَ اللهِ. وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ، وَلاَ إِلٰهَ اِلاَّ اللهُ، وَالل وَاللهُ اَكْبَرُ، وَلاَ حَوْلَ ﴿ وَلاَقُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ
لِى فَقْرٌ بِلاَ نِهَايَةٍ، مَعَ أَنَّ حَاجَاتِى وَمَطَالِبِى لاَ تُعَدُّ وَلاَتحْصٰى، وَتَقْصُرُ يَدِى عَنْ أَدْنٰى مَطَالِبِى. فَلاَ حَوْلَ وَلاَقوَّةَ اِلاَّ بِكَ يَا رَبِّىَ الرَّحِيمَ! وَيَا خَالِقِىَ الْكَرِيمَ! يَا حَسِيبُ يَا وَكِيلُ يَا كَافِى * [1]
ALTINCI BAB
لَاحَوْلَ وَلاَقُوَّةَ اِلَّا بِاللّٰهِ الْعَلِىِّ الْعَظ۪يمﭭ Hakkındadır. HAŞİYE
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Ey İlâhım ve Seyyidim ve Mâlikim,
Fakrım sınırsızdır. İhtiyaçlarım ve isteklerim had ve hesaba gelmez. Benim elim ise, isteklerimin en küçüğüne bile yetişmez. Kudret ve kuvvet ancak Senindir, ey her bir varlığı terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran ve sonsuz şefkat ve merhamet sahibi olan Rabb-i Rahîmim ve ey herşeyi yoktan yaratan ve ikramı bol olan Hâlık-ı Kerîmim! Ey varlıkların bütün amellerini kaydedip muhasebelerini bir anda gören ve onların her türlü ihtiyaçlarını görüp gözeten Hasîb, ey Kendisine tevekkül edenlerin işlerini en güzel şekliyle üstlenen, isteklerine en güzel şekilde cevap veren ve bütün dertlerini en güzel şekilde gideren Vekîl, ey isimlerinin tecellileri varlıkların her türlü ihtiyaçlarına yeten Kâfi!
Çok risalelerde beyan etmişiz ki, insanın fıtratında hadsiz bir acz ve nihayetsiz bir fakr bulunmakla beraber, hadsiz a'dâsı ve nihayetsiz metalibi vardır. İnsan, bu acz, bu fakrdan fıtraten bir Kadîr, bir Rahîme ilticaya muhtaçtır. Nasıl ki, Hasbünallahü ve ni'me'l-Vekîl birinci cümlesini aczine merhem ve bütün a'dâsına karşı bir melce gösterir. Ve ni'me'l-Vekîl cümlesi de fakrına deva ve bütün metalibine bir vesileyi gösterdiği gibi, Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi'l-Aliyyi'l-Azîm dahi başka bir surette, aynen Hasbünallah gibi, acz ve fakr-ı beşerînin ilâcı, ve lâ havle kelimesi a'dâsına karşı nokta-i istinadı kendi kuvvetinden teberrî etmekle kuvve-i İlâhiyeye iltica, ve lâ kuvvete kelimesiyle metalibine, hâcâtına vesile-i mutlak tevekkül ile kudret-i İlâhiyeye itimaddır. Bu lâ havle ve lâ kuvvete cümlesinin pek çok meratibini kendimde tecrübeyle hissetmiştim. O mertebeleri birer birer kısa kelimelerle işaretler koymuşum. O işaretler vasıtasıyla o meratipleri mülâhaza ediyorum. Bu babda kısmen o mertebeleri remzeden kelimeler aynen zikredilecektir.