وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ يَرْمُزَانِ اِلَى ﴿ الْكِتَابِ الْمُبِينِ ﴾ فَقِسْ عَلٰى هٰذِهِ الشَّجَرَةِ الْجُزْئِيَّةِ شَجَرَةَ اْلاَرْضِ بِمَاضِيهَا وَمُسْتَقْبَلِهَا، وَشَجَرةَ الْكَائِنَاتِ بِاَوَۤائِلِهَا وَاٰتِيهَا، وَشَجَرةَ اْلاِنْسَانِ بِاَجْدَادِهَا وَاَنْسَالِهَا وَهٰكَذَا ... * جَلَّ جَلاَلُ خَالِقِهَا وَلاَ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ يَا كَبِيرُ اَنتَ الَّذِى لاَ تَهْدِى الْعُقُولُ لِوَصْفِ عَظَمَتِهِ وَلاَ تَصِلُ اْلاَفْكَارُ اِلٰى كُنْهِ جَبَرُوتِهِ
جَلَّ جَلاَلُهُ اللهُ اَكْبَرُ مِنْ كُلِّ شَىْءٍ قُدْرَةً وَعِلْمًا * اِذْ هُوَ الْخَلاَّقُ الْفَتَّاحُ Haşiye الْفَعَّالُ الْعَلاَّمُ الْوَهَّابُ الْفَيَّاضُ شَمْسُ اْلاَزَلِ الَّذِى هٰذِهِ الْكَۤائِنَاتُ بِاَنْوَاعِهَا وَمَوْجُودَاتِهَا ظِلاَلُ اَنوَارِهِ، وَاٰثَارُ اَفْعَالِهِ، وَاَلْوَانُ نُقُوشِ اَنْوَاعِ تَجَلّيَاتِ اَسْمَۤائِهِ، وَخُطُوطُ قَلَمِ قَضَۤائِهِ وَقَدَرِهِ، وَمَرَايَا تَجَلّيَاتِ صِفَاتِهِ وَجَمَالِهِ وَجَلاَلِهِ وَكَمَالِهِ.. * بِاِجْمَاعِ الشَّاهِدِ اْلاَزَلِىِّ بِجَمِيعِ كُتُبِهِ وَصُحُفِهِ وَ اٰيَاتِهِ التَّكْوِينِيَّةِ وَالْقُرْاٰنِيَّةِ.. * وَبِاِجْمَاعِ اْلاَرْضِ مَعَ الْعَالَمِ بِاِفْتِقَارَاتِهَا وَاِحْتِيَاجَاتِهَا فِى ذَاتِهَا وَذَرَّاتِهَا مَعَ تَظَاهُرِ الْغِنَۤاءِ الْمُطْلَقِ وَالثَّرْوَةِ الْمُطْلَقَةِ عَلَيْهَا.. * [1]
dışı ve içi ise Kitab-ı Mübini gösterir. İşte bu cüz'î (ferdî) ağaca, geçmiş ve geleceğiyle dünya ağacını, geçmişi ve geleceğiyle kâinat ağacını, dedeleri ve nesliyle insan ağacını kıyas et. Ve hâkezâ...
O ağacın Yaratıcısının şanı pek yücedir ve Ondan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur.
Ey Kebîr (Büyük)! Sen öyle bir Celâl (haşmet) sahibi bir Zâtsın ki, büyüklüğünü tarif etmekte akıllar âciz, ceberûtunun (herşeye daima boyun eğdiren büyüklüğünün) belki özüne erişmekte fikirler çaresiz kalır.
Yedinci Mertebe
Celâli (Haşmeti) yüce olan Allah, ilmi ve kudretiyle herşeyden sonsuz derecede büyüktür. Zira O daima yaratan öyle bir Hallâk, bütün açılışları ve açılımları yapan öyle bir Fettah, HAŞİYE daima faaliyet içinde olan öyle bir Faal, herşeyi her zaman bilen öyle bir Allâm, varlıkların ellerinde ne varsa onları onlara veren öyle bir Vehhab ve bütün feyiz ve bereketleri veren öyle bir Feyyazdır ve öyle bir Ezelî Güneştir ki, şu kâinat, bütün nevileriyle ve varlıklarıyla beraber, Onun nurlarının gölgeleri, Onun fiillerinin eserleri, Onun isimlerinin çeşit çeşit tecellilerinin renk renk nakışları, Onun kaza (tatbik) ve kader (program) kaleminin hatları, Onun sıfâtının ve cemal (güzellik) ve celâl (haşmet) ve kemâlinin (mükemmellik, olgunluk) tecellilerinin aynalarıdır.
·Bütün kitaplarıyla ve sayfalarıyla ve kâinattaki ve Kur'ân'daki âyetleriyle Ezelî Şahidin icmâı,
·zâtında ve zerrelerindeki fakirlik ve ihtiyaçlarıyla beraber üzerinde görünen mutlak zenginlik ve mutlak servet ile, dünya ve kâinatın icmâı,
Bu esmâ-i mübareke dürbünleriyle, mevcudattaki cilveleri altında, ef'âl-i İlâhiye ve âsârına bakmakla, Müsemmâ-i Zülcelâle intikal edilir.