وَنَظَّمَهَا بِقَوَانِينَ عَادَتِهِ وَسُنَّتِهِ * وَزَيَّنَهَا بِنَوَامِيسِ عِنَايَتِهِ وَرَحْمَتِهِ * وَنَوَّرَهَا بِجَلَوَاتِ اَسْمَۤائِهِ وَصِفَاتِهِ بِشَهَادَاتِ اِنْتِظَامَاتِ مَصْنُوعَاتِهِ وَتزَينَاتِ مَوْجُودَاتِهِ وَتشَابُهِهَا وَتنَاسُبِهَا وَتجَاوُبِهَا وَتعَاوُنِهَا وَتعَانقِهَا، وَاِتْقَانِ الصَّنْعَةِ الشُّعُورِيَّةِ فِى كُلِّ شَىْءٍ عَلٰى مِقْدَارِ قَامَةِ قَابِلِيَّتِهِ الْمُقَدَّرَةِ بِتَقْدِيرِ الْقَدَرِ * فَالْحِكْمَةُ الْعَامَّةُ فِى تَنْظِيمَاتِهَا، وَالْعِنَايَةُ التَّامَّةُ فِى تَزْيِينَاتِهَا، وَالرَّحْمَةُ الْوَاسِعَةُ فِى تَلْطِيفَاتِهَا، وَاْلاَرْزَاقُ وَاْلاِعَاشَةُ الشَّامِلَةُ فِى تَرْبِيَتِهَا، وَالْحَيَاةُ الْعَجِيبَةُ الصَّنْعَةِ بِمَظْهَرِيَّتِهَا لِلشُّؤُونِ الذَّاتِيَّةِ لِفَاطِرِهَا، وَالْمَحَاسِنُ الْقَصْدِيَّةُ فِى تَحْسِينَاتِهَا، وَدَوَامُ تَجَلّى الْجَمَالِ الْمُنْعَكِسِ مَعَ زَوَالِهَا، وَالْعِشْقُ الصَّادِقُ فِى قَلْبِهَا لِمَعْبُودِهَا، وَاْلاِنْجِذَابُ الظَّاهِرُ فِى جَذْبتِهَا، وَاِتّفَاقُ كُلِّ كُمَّلِهَا عَلٰى وَحْدَةِ فَاطِرِهَا، وَالتَّصَرُّفُ لِمَصَالِحَ فِى اَجْزَائِهَا، وَالتَّدْبِيرُ الْحَكِيمُ لِنَبَاتَاتِهَا، وَالتَّرْبِيَةُ الْكَرِيمَةُ لِحَيْوَانَاتِهَا، وَاْلاِنْتِظَامُ الْمُكَمَّلُ فِى تَغَيُّرَاتِ اَرْكَانِهَا، وَالْغَايَاتُ الْجَسِيمَةُ فِى اِنْتِظَامِ كُلّيَّتِهَا، وَالْحُدُوثُ دَفْعَةً مَعَ غَايَةِ كَمَالِ حُسْنِ صَنْعَتِهَا بِلاَ اِحْتِيَاجٍ اِلٰى مُدَّةٍ ومَادَّةٍ.. وَالتَّشَخُّصَاتُ الْحَكِيمَةُ مَعَ عَدَمِ تَحْدِيدِ تَرَدُّدِ اِمْكَانَاتِهَا، وَقَضَۤاءُ حَاجَاتِهَا عَلٰى غَايَةِ كَثْرَتِهَا وَتنَوُّعِهَا فِى اَوْقَاتِهَا اللاَّئِقَةِ الْمُنَاسِبَةِ، مِنْ حَيْثُ لاَ يُحْتَسَبُ وَمِنْ حَيْثُ لاَ يُشْعَرُ مَعَ قِصَرِ اَيْدِيهَا مِنْ اَصْغَرِ مَطَالِبِهَا، وَالْقُوَّةُ الْمُطْلَقَةُ فِى مَعْدَنِ ضَعْفِهَا، وَالْقُدْرَةُ الْمُطْلَقَةُ فِى مَنْبَعِ عَجْزِهَا، * [1]
ve onu kazâ ve kaderinin düsturlarıyla detaylandırmış; ve âdet ve sünnetinin kanunlarıyla süslemiş; ve inâyet ve rahmetinin namuslarıyla (kalıplarıyla ve anayasalarıyla) süslemiş; ve san'at eserlerindeki intizamların (düzenli oluşların), varlıklardaki süslendirmenin, kâinatın parçalarındaki birbirine benzeme, birbirine uygunluk, birbirinin ihtiyaçlarına cevap verme, birbirine yardım etme ve birbirini kucaklaması ve herşeyde o şeyin kabiliyet ölçüsüne göre kader tarafından şuurlu bir şekilde takdir edilmiş kusursuz san'atın şehadetiyle sabit olduğu üzere, isim ve sıfatlarının görüntülüleriyle aydınlanmıştır.
· Kâinatın düzenlenmesindeki genel hikmet,
· süslendirilmesindeki noksansız inayet,
· lütuflarındaki geniş rahmet,
· terbiyesindeki erzak ve kapsamlı iaşe,
· örneksiz yoktan var edici Fâtırının şuûnât-ı zâtiyesine (sıfatlarının mahiyetlerinde bulunan zâtî özelliklerine) mazhar olmasıyla şaşırtıcı bir san'at gösteren hayatı,
· güzelleştirilmesindeki, güzelleştirme amacına yönelik olan güzellik,
· varlıklarının sona ermesiyle beraber onlarda akseden güzelliğe ait yansımaların devam etmesi,
· kâinatın kalbinde, Mâbuduna karşı sadık aşk,
· çekimlerinde açıkça görünen çekicilik,
· kâinattaki bütün mükemmellerin, onun örneksiz yoktan var edici Fâtırına dair ittifakları,
· parçalarında fayda ve yararları gözeten icraat,
· bitkilerindeki hikmetli tedbir,
· hayvanlarındaki ikramlı terbiye,
· erkânının (temel unsurlarının) değişimindeki mükemmel düzenlilik,
· genelinin intizamında (düzenleme faaliyetinde) gözetilen büyük gayeler,
· maddeye ve zamana muhtaç olmayarak ve gayet mükemmel derecede güzel bir san'atla bir anda icad edilmesi,
· sınırsız ihtimaller içinde tereddüt eden varlıklarına verilen hikmetli teşahhusat (kişilik, kimlik),
· gayet çok ve çeşitli ihtiyaçlarının, ellerinin yetişmediği en küçük isteklerine kadar, umulmadık tarzda ve hesapsız bir şekilde, lâyık ve münasip vakitte ellerine verilmesi,
· zayıflığında yansıyan mutlak kuvvet,
· acizliğinde yansıyan mutlak kudret,