سُبْحَانَكَ يَا مَنْ تُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ الدُّنْيَا بِاٰثَارِ شَرِيعَةِ مُحَمَّدٍ عَلَيْهِ الصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ * اَللّٰهُمَّ فَزَيِّنِ الدُّنْيَا بِاٰثَارِ دِيَانَةِ مُحَمَّدٍ عَلَيْهِ الصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ اِلٰى يَوْمِ الْقِيَامِ * سُبْحَانَكَ يَامَنْ تُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ اْلاَرْضُ سَاجِدَةً تَحْتَ عَرْشِ عَظَمَةِ قُدْرَتِكَ بِلِسَانِ مُحَمَّدِهَا عَلَيْهِ الصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ * اَللّٰهُمَّ فَأَنْطِقِ اْلاَرْضَ بِاَقْطَارِهَا بِلِسَانِ مُحَمَّدٍ عَلَيْهِ الصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ اِلٰى يَوْمِ الْبَعْثِ وَالْقِيَامِ * سُبْحَانَكَ يَا مَنْ تُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ جَمِيعُ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ فِى جَمِيعِ اْلاَمْكِنَةِ وَاْلاَوْقَاتِ بِلِسَانِ مُحَمَّدِهِمْ عَلَيْهِ الصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ * اَللّٰهُمَّ فَاَنْطِقِ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ اِلٰى يَوْمِ الْقِيَامِ بِأَصْدِيَةِ تَسْبِيحَاتِ مُحَمَّدٍ لَكَ عَلَيْهِ الصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ
ذُو الْجَلاَلِ سُبْحَانَ اللهِ الْوَاحِدِ اْلاَحَدِ الْمُتَقَدِّسِ الْمُتَنَزِّهِ عَنِ اْلاَضْدَادِ وَاْلاَنْدَادِ وَالشُّرَكَۤاءِ * ذُو الْجَلاَلِ سُبْحَانَ اللهِ الْقَدِيرِ اْلاَزَلِيِّ الْمُتَقَدِّسِ الْمُتَنَزِّهِ عَنِ الْمُعِينِ وَالْوُزَرَۤاءِ * ذُو الْجَلاَلِ سُبْحَانَ اللهِ الْقَدِيمِ اْلاَزَلِيِّ الْمُتَقَدِّسِ الْمُتَنَزِّهِ عَنْ مُشَابَهَةِ الْمُحْدَثَاتِ الزَّائِلاَتِ * ذُو الْجَلاَلِ سُبْحَانَ اللهِ الْوَاجِبِ وُجُودُهُ الْمُمْتَنِعِ نَظِيرُهُ الْمُمْكِنِ كُلُّ مَا سِوَاهُ الْمُتَقَدِّسِ الْمُتَنَزِّهِ عَنْ لَوَازِمِ مَاهِيَّاتِ الْمُمْكِنَاتِ. * [1]
Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzeh öyle bir celâl sahibi Zâtsın ki, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın şeriatının eserleriyle dünya Seni hamd ile tesbih eder. Allah'ım, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın diyanetinin eserleriyle dünyayı kıyamet gününe kadar süsle.
Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzeh öyle celâl sahibi bir Zâtsın ki, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın lisanıyla dünya Senin kudretinin büyüklük arşının altında daima secde ederek Seni hamd ile tesbih eder. Allah'ım, dünyayı baştan başa kıyamet ve diriliş gününe kadar Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın lisanıyla, hep böyle konuştur.
Sen bütün kusurlardan, noksan sıfatlardan, aczden ve şerikten münezzeh öyle celâl sahibi bir Zâtsın ki, her yerde ve her zamanda bütün mü'min erkekler ve bütün mü'min kadınlar, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın lisanıyla seni hamd ile tesbih eder. Allah'ım, erkek ve kadın bütün mü'minleri, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın tesbihlerinin yankılarıyla kıyamet gününe kadar hep böyle konuştur.
Üçüncü Fasıl
Celâl (haşmet) sahibi olan Allah her türlü kusurdan münezzehtir. O birliği bütün kâinatı kaplayan ve her bir varlıkta birliği tecelli eden Vâhid-i Ehad ki, zıddı, benzeri ve ortağı olmaktan pâk ve berîdir.
Celâl (haşmet) sahibi olan Allah her türlü kusurdan münezzehtir. O herşeye gücü yeten ve ezelî olan Kadîr-i Ezelî ki, kendine yardımcı ve vezir edinmekten pâk ve uzaktır.
Celâl (haşmet) sahibi olan Allah her türlü kusurdan münezzehtir. O varlığının evveli ve başlangıcı olmayan Kadîm-i Ezelî ki, sonradan meydana gelen ve yok olup giden varlıklara benzemekten pâk ve berîdir.
Celâl (haşmet) sahibi olan Allah her türlü kusurdan münezzehtir. O varlığı zorunlu olan Vâcibü'l-Vücud ki, benzeri aslâ yoktur. Ondan başka herşeyin varlığı ve yokluğu eşittir, Kendisi ise kâinattaki varlıkların mahiyetleri gereği olan kusurlardan pâk ve berîdir.