Dördüncüsü: "Zaafa uğrayan İslâmiyeti, takviye niyetiyle; kuvvetli olan milliyete mezcedmek ve secâyâ-yı milliyeyi şeâir-i İslâmiye ile kuvvetleştirmek bu asırda daha iyi olmaz mı?" diyen dessas ehl-i dünyanın bu müthiş sualine karşı, gayet metin bir cevaptır.... 620
Beşincisi: "Bu kadar heyet-i içtimaiye-i beşeriye fesada girmiş; ve hissiyat-ı diniye zayıflamış; ve şahsi dehâlar ve harekât, cemaatın şahs-ı mânevisinin icraatına mağlup düşmüş bir zamanda, nasıl rivayet-i sahihada denildiği gibi, birkaç sene zarfında, Mehdi dünyayı ıslâh edecek? Halbuki, bütün işi hârika olup ve birkaç nebinin mu'cizatı da beraber olsa, yine ıslâhı pek müşkül görünüyor" diye, ehl-i tenkidin sualine karşı, gayet kavi bir cevaptır. ....621
Altıncısı: Âhirzamanda Hazret-i Mehdi'nin Süfyanî komitesine galebesi; Hazret-i İsa aleyhisselâmın Deccal komitesini dağıtması ve Şeriat-ı İslâmiyeye tebaiyetine dairdir.... 624
Yedincisi: "Mütefekkirin-i İslâmiye, Avrupanın düsturlarını ve fennin kanunlarını bir derece kabul edip, onların usuliyle onlara karşı İslâmiyeti müdafaa ettikleri halde—sen de eskiden böyle yapıyordun—şimdi neden bütün bütün başka bir çığır açıp fen ve felsefeyi kökünden vuruyorsun? Ve fünûn-u müsbete dedikleri usûllerinin, Kur'ân'ın düsturlarına nazaran pek sathi kaldığını gösteriyorsun?" diye çokları tarafından gelen suale karşı, gayet hak ve hakikatlı bir cevaptır.... 624
Sekizinci Kısım olan Rumuzât-ı Semâniye... 626
Sekiz Remiz'dir, yani sekiz küçük risaledir. Şu remizlerin esası, ilm-i cifrin mühim bir düsturu ve ulûm-u hafiyenin mühim bir anahtarı ve bir kısım esrâr-ı gaybiye-i Kur'âniyenin mühim bir miftahı olan tevafuktur. İleride başka bir mecmuada neşredileceğinden buraya dercedilmedi.
Dokuzuncu Kısım olan Dokuzuncu Risale.... 627
Turûk-u velâyet hakkında "Dokuz Telvih"dir ki, Telvihat-ı Tis'a nâmıyla mâruf bir risaledir.
Birinci Telvih: Tarikatın sırrını ve Mi'rac-ı Ahmedi'nin (a.s.m.) sâyesi altında kalb ayağıyla bir seyr-i sülûk-u ruhani neticesinde; zevkî ve hâlî ve bir derece şuhudî hakaik-i imâniye ve Kur'âniyeye mazhariyet olduğunu beyan edip, insanın mahiyet-i câmiasındaki akıl nasılki hadsiz fünuna istidadı ve ıttılaı cihetiyle mahiyeti inkişaf etmiş ve o sûretle işlettirilmiş, kalb dahi, onun gibi, bu âlemin bir harita-i mâneviyesi ve çok kemalâtın bir çekirdeği hükmünde olduğundan; tarikat cihetiyle onu işlettirmek ve kemalâtına sevketmek olduğunu ispat eder. 627
İkinci Telvih: Kalbin işlemesi, zikir ve tefekkürle olduğunu ve işlemesinin mehâsininden hayat-ı dünyeviyenin medâr-ı saâdeti olan birisini beyân eder.... 628
Üçüncü Telvih: Velâyet, bir hüccet-i risalet; ve tarikat, bir burhan-ı şeriat olduğunu; ve onun kıymetini takdir etmeyen, ne kadar hasârete düştüğünü beyan eder.... 629
Dördüncü Telvih: Meslek-i velâyet çok kolay olmakla beraber çok müşkilatlı, çok kısa olmakla beraber çok uzun, çok kıymettar olmakla beraber çok hatarlı, çok geniş olmakla beraber çok dar olduğunu, ve âfâki ve enfüsi iki yol ile sülûk edildiğini beyan eder.... 631