güzel ve en latif meyvesi, en leziz ve en hazır neticesi şudur ki: Dua eden adam bilir ve dua ile bildirir ki; birisi var, onun sesini dinler, derdine derman yetiştirir, ona merhamet eder, onun eli herşeye yetişir. Ve bu boş, hâli dünyada o yalnız değil; belki bir kerim zât var, ona bakar, ünsiyet verir, onun hadsiz ihtiyacatını yerine getirebilir. Ve hadsiz düşmanlarını def'edebilir bir Zatın huzurunda kendini tasavvur ederek, bir ferah ve sürur duyup, dünya kadar ağır bir yükü üzerinden atıp, "Elhamdülillâhi Rabbi'l-âlemin" der.
Yirmi Dördüncü Mektubun İkinci Zeyli.... 427
Mirac-ı Nebevi ve Mevlid-i Nebeviye (a.s.m.) dair üç mühim suâle gayet mukni ve mantıki ve parlak bir cevaptır. Bu zeyil çendan kısadır; fakat gayet kıymettardır. Mevlid-i Nevebiye (a.s.m.) iştiyâkı olanlar buna çok müştakdırlar.
Hâtimesinde, gayet mühim bir düstur-u mantıki ile, kâinatta en büyük ferd-i ekmel ve üstad-ı küll ve Habib-i Âzam, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm olduğunu ispat eder.
YİRMİ BEŞİNCİ MEKTUP: .... 434
Sûre-i Yâsin'in yirmi beş âyetine dair "Yirmi Beş Nükte" olmak üzere rahmet-i İlâhiyeden istenilmiş; fakat daha zamanı gelmediğinden yazılmamıştır.
YİRMİ ALTINCI MEKTUP:.... 435
وَاِمَّا يَنْزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ بِاللهِ اِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ * [1]
sırrına dair "Hüccetü'l-Kur'ân Aleşşeytan ve Hizbihi" namıyla İblis'i ilzam ve ehl-i tuğyanı iskât eden gayet mühim bir mektuptur.
Bu mektubun "Dört Mebhas"ı var.
Birinci Mebhas.... 435
Şeytanın en müthiş hücumunu def'etmekle, şeytanı öyle bir sûrette ilzam eder ki; içine girerek saklanıp vesvese edecek bir yer bırakmıyor. Ve o kadar kuvvetli delâil-i akliye ile ve katî burhanlarla şeytanı ve şeytanın şakirtlerini ilzam eder ki, şeytan olmasa idiler imana gelecektiler. Fakat maatteessüf şeytan-ı cin ve insin, gayet çirkin dâvâlarını ve desiselerini bütün bütün iptal ve def'etmek için, farazi bir surette onların çirkin fikirlerini zikredip öyle iptal ediyor. Meselâ der ki: "Eğer faraza dediğiniz gibi, Kur'ân kelâmullah olmazsa; en âdi ve sahte bir kitap olurdu. Halbuki meydandaki âsârıyla göstermiş ki, en âli bir kitaptır." İşte bu gibi farazi tâbiratın, titreyerek yazılmasına mecburiyet hasıl olmuştur. Şu mebhasın âhirinde, şeytanın Sûre-i قۤ وَالْقُرْاٰنِ الْمَجِيدِ [2] in fesahat ve selâsetine dair bir vesvese ve itirazını reddediyor.
İkinci Mebhas:.... 448