hem Hazret-i Osman'ın (r.a.) Kur'ân okurken şehit olacağını; hem Devlet-i Abbasiyeyi; hem Cengiz ve Hülâgu'yu; hem İran'ın fethini; hem Habeş Melikinin cenaze namazını, vefatından haberi olmadan aynı vakitte kıldığını bildirir. Hem Hazret-i Fâtıma'nın (r.a.) vefatını; hem Ebu Zerr'in (r.a.) yalnız bir dağda vefat edeceğini; hem Ümmü Haram'ın Kıbrıs'ta vefat edeceğini; hem yüz bin adamı öldüren Haccac-ı Zalim'i; hem İstanbul'un fethini; hem imam-ı Ebu Hanife'yi (r.a.); hem İmam-ı Şâfii'yi (r.a.); hem ümmetinin yetmiş üç fırka olacağını; hem Kaderiye tâifesini; hem Râfızîleri, hem Hazret-i Ali'nin (r.a.) yüzünden insanlar iki kısım olacaklarını; hem Fars ve Rum kızlarını; hem Hayber Kalesinin fethini; hem Hazret-i Ali (r.a.) ile Muaviye'nin harbini; hem Hazret-i Ömer (r.a.) sağ kaldıkça fitnelerin zuhur etmeyeceğini; hem Sehl İbn-i Ömer'in (r.a.) mühim bir vazifesini; hem Kisra'nın oğlu babasını öldürdüğünü aynı dakikada haber verdiğini; hem Hâtıb'ın, Kureyş'e gizli mektup yazdığını; hem Ebu Leheb'in oğlu Utbe'yi bir arslanın parçalamasına ettiği bedduâsının kabul olup aynen çıktığını; hem Bilâl-i Habeşi'nin (r.a.) ezan okuduğu zaman, Kureyşlilerin gizli tenkit ettiklerini aynen haber verdiğini; hem Hazret-i Abbas (r.a.) iman etmeden evvel onun gizli parasından haber verdiğini; hem Hazret-i Peygambere (a.s.m.) bir Yahudinin sihir ettiğini; hem Sahabe meclisinde birinin irtidat edeceğini; hem Hazret-i Peygamberin (a.s.m.) katlini niyet edenlerin iman ettiklerini; hem müşriklerin Kâbe duvarındaki yazılarını kurtların yediğini ve yalnız o yazılar içindeki Allah isimlerini yemediklerini; hem Beytü'l-Makdis'in fethinde büyük bir taun çıkacağını; hem Yezid ve Velid gibi şerir reisleri haber verdiğini; hem "Bundan sonra onlar bize değil, biz onlara hücum edeceğiz" diye haber verdiğini ve bunlar gibi çok ihbarat-ı gaybiye bu iki nüktede beyan edilmiştir.
Mucizat-ı Ahmediye'nin Birinci Zeyli: .... 281
يٰسۤ * وَالْقُرْاٰنِ الْحَكِيمِ * اِنَّكَ لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ [1] âyetinin meâlinde yüzer âyâtın
en mühim hakikatları olan Risalet-i Ahmediyeyi (a.s.m.) "On dört Reşha" nâmıyla on dört kat'î ve parlak ve muhkem bürhanlarla tefsir ve isbat ediyor. Ve en muannid hasmı dahi ilzam eder. Güneş gibi risalet-i Ahmediyeyi izhar ediyor.
Şakk-ı Kamer Mucizesine Dairdir: .... 296
Şu risale, Şakk-ı Kamer mu'cizesine bu zaman filozoflarının ettikleri itirazlarını Beş Nokta ile gayet kat'î bir sûrette reddedip inşikak-ı kamerin vukuuna hiçbir mâni bulunmadığını gösterir. Ve âhirinde de beş icmâ ile şakk-ı kamerin vuku bulduğunu gayet muhtasar bir sûrette ispat eder ve şakk-ı kamer mu'cize-i Ahmediyesini (a.s.m.) güneş gibi gösterir.
Mucizat-ı Ahmediye (a.s.m.) Zeylinin bir Parçasıdır: .... 302
Risalet-i Ahmediye (a.s.m.) hakkında olup, Mi'rac Risalesinin Üçüncü Esasının nihayetindeki üç mühim müşkilden birinci müşkile ait "Şu mi'rac-ı azîm, niçin Muhammed-i Arabî aleyhissalâtü vesselâma mahsustur?" suâline muhtasar bir fihriste sûretinde verilen cevaptır.