suhufunda ismi, "Muhammed" mânâsında Müşeffah'tır.[1] Hem Tevrat'ta, yine "Muhammed" mânâsında Münhamennâ, hem "Nebiyyü'l-Haram" mânâsında Himyâtâ,[2] Zebur'da el-Muhtar[3] ismiyle müsemmâdır. Yine Tevrat'ta el-Hâtemü'l-Hâtem,[4] hem Tevrat'ta ve Zebur'da Mukîmü's-Sünne,[5] hem suhuf-u İbrahim ve Tevrat'ta Mazmaz'dır.[6] Hem Tevrat'ta Ahyed'dir.
Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm demiş:
اِسْمِى فِى الْقُرْاٰنِ مُحَمَّدٌ * وَفِى اْلاِنْجِيلِ اَحْمَدُ * وَفِى التَّوْرٰيةِ اَحْيَدُ * [7]
buyurmuştur. Hem İncil'de, esmâ-i Nebevîden صَاحِبُ الْقَضِيبِ وَالْهِرَاوَةِ [8] yani, "Seyf ve Asâ Sahibi." Evet, sâhibü's-seyf enbiyalar içinde en büyüğü, ümmetiyle cihada memur, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmdır.
Yine İncil'de, Sahibü't-Tac'dır.[9] Evet, "Sahibü't-Tac" ünvanı, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâma mahsustur. Tac, "amâme," yani sarık demektir. Eski zamanda, milletler içinde, milletçe umumiyet itibarıyla sarık ve agel saran kavm-i Araptır. İncilde Sahibü't-Tac, kat'î olarak Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm demektir.