Hazret-i Peygamber aleyhissalâtü vesselâmı görmemiş.[1] Elbette, hıfz-ı İlâhîde olan bir Sultan-ı Levlâk'ı, böyle bir Cehennem oduncusu, onun huzuruna girip göremez. Ağzına mı düşmüş?
Beşinci hâdise: Haber-i sahihle haber veriliyor ki: Âmir ibni Tufeyl ve Erbed ibni Kays, ikisi ittifak ederek, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın yanına gitmişler. Âmir demiş: "Ben onu meşgul edeceğim, sen onu vuracaksın." Sonra bakıyor ki, birşey yapmıyor. Gittikten sonra arkadaşına dedi: "Neden vurmadın?" Dedi: "Nasıl vuracağım? Ne kadar niyet ettim; bakıyorum ki, ikimizin ortasına sen geçiyorsun. Seni nasıl vuracağım?"[2]
Altıncı hâdise: Nakl-i sahihle haber veriliyor ki: Gazve-i Uhud'da veya Huneyn'de, Şeybe bin Osmanü'l-Hacebiyye–ki, Hazret-i Hamza onun hem amcasını, hem pederini öldürmüştü–intikamını almak için gizli geldi. Tâ Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın arkasından yalın kılıç kaldırdı. Birden kılıç elinden düştü. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ona baktı, elini göğsüne koydu. Şeybe der ki: "O dakikada dünyada ondan daha sevgili adam bana olmazdı." İmana geldi. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ferman etti: "Haydi, git, harp et." Şeybe dedi: "Ben gittim, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm önünde harp ettim. Eğer o vakit pederim de rast gelseydi vuracaktım."[3]
Hem feth-i Mekke gününde, Fedâle namında birisi, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın yanına, vurmak niyetiyle geldi. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ona bakıp tebessüm etti. "Nefsinle ne konuştun?" dedi ve Fedâle için taleb-i mağfiret etti. Fedâle imana geldi ve dedi ki: "O vakit ondan daha ziyade dünyada sevgilim olmazdı."[4]
Yedinci hâdise: Nakl-i sahihle, Yahudiler, suikast niyetiyle, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın oturduğu yere, üstünden büyük bir taş atmak ânında, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm o dakikada hıfz-ı İlâhî ile kalkmış; o suikast de akîm kalmış.[5]