Şu vakıa çok iştihar etmiş. Hattâ Katâde'nin bir hafîdi, Ömer ibni Abdi'l-Aziz'in yanına geldiği vakit, kendini şöyle tarif etmiş: "Ben öyle bir zâtın hafîdiyim ki, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm onun çıkmış gözünü yerine koyup birden şifa buldu; en güzel göz o olmuş" diye, nazım suretindeHaşiye Hazret-i Ömer'e söylemiş, onunla kendini tanıttırmış.[1]
Hem nakl-i sahihle haber verilmiş ki: Meşhur Ebu Katâde'nin, yevm-i Zîkarad denilen gazvede, bir ok mübarek yüzüne isabet etmiş. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm mübarek eliyle meshetmiş. Ebu Katâde der ki: "Kat'iyen ve asla ne acısını ve ne de cerahatini görmedim."[2]
İKİNCİ MİSAL: Başta Buharî ve Müslim, kütüb-ü sahiha haber veriyorlar ki:
Gazve-i Hayber'de, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, Aliyy-i Haydarî'yi bayraktar tayin ettiği halde, Ali'nin gözleri hastalıktan çok ağrıyordu. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm tiryak gibi tükürüğünü gözüne sürdüğü dakikada şifa bularak hiçbir şey kalmadı.[3] Sabahleyin Hayber Kal'asının pek ağır demir kapısını çekip, elinde kalkan gibi tutup Kal'a-i Hayber'i fethetti.
Hem o vakıada, Seleme İbnü'l-Ekvâ'nın bacağına kılıç vurulmuş, yarılmış. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ona nefes edip, birden ayağı şifa bulmuş.[4]
ÜÇÜNCÜ MİSAL: Başta Neseî olarak, erbab-ı siyer, Osman ibni Huneyf'ten haber veriyorlar ki:
Osman diyor ki: Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın yanına bir âmâ geldi, dedi: "Benim gözlerimin açılması için dua et." Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ona ferman etti:
فَعاَدَـتْـ كَـمَا كَــانَتْ لاَوَّـلِـ اَمْرِهَا ﱳ فَيَا حُسْنَ مَا عَـيْنٍ وَيا حُسْنَ مَا رَدٍّﱳ
Buharî, Cihad: 102, 144, Mağâzî: 38; Fedâilü'l-Eshâb: 9; Müslim, Fedâilü's-Sahâbe: 32, 34; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:38.
Buharî, Mağâzî: 38 (Yezîd ibni Ubeyd'den); Ebu Davud, Tıb: 19; Es-Sâ'âtî, el-Fethü'r-Rabbânî Şerh-i Müsned, 22:259.