Evet, حَنِينُ الْجِذْعِ [1] mu'cizesi çok münteşir ve meşhur ve hakikî mütevatirdir.[2] Sahabelerin bir cemaat-i âlisinden on beş tarikle[3] gelip, Tâbiînin yüzer imamları o mu'cizeyi, o tariklerle, arkadaki asırlara haber vermişler. Sahabenin o cemaatinden ulema-i Sahabe namdarları ve rivayet-i hadîsin reislerinden Hazret-i Enes ibni Malik (hâdim-i Nebevî),[4] Hazret-i Câbir bin Abdullahi'l-Ensârî (hâdim-i Nebevî),[5] Hazret-i Abdullah ibni Ömer,[6] Hazret-i Abdullah bin Abbas,[7] Hazret-i Sehl bin Sa'd,[8] Hazret-i Ebu Saidi'l-Hudrî,[9] Hazret-i Übey ibni'l-Kâ'b,[10] Hazret-i Büreyde,11 Hazret-i Ümmü'l-mü'minîn Ümmü Seleme12 gibi meşâhir-i ulema-i Sahabe ve rivayet-i hadîsin rüesaları gibi, herbiri bir tarikin başında, aynı mu'cizeyi ümmete haber vermişler. Başta Buharî, Müslim, kütüb-ü sahiha, arkalarındaki asırlara o mütevatir mu'cize-i kübrâyı tarikleriyle haber vermişler.
İşte, Hazret-i Câbir tarikinde der ki: Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm