َقُلْ لَهُنَّ يَفْتَرِقْن [1] Benim nefsim kabza-i kudretinde olan Zât-ı Zülcelâle kasem ederim, ağaçlar ve taşlar ayrılıp yerlerine gittiler.[2]
Şu, Hazret-i Câbir ve Üsâme'nin beyan ettiği iki hâdiseyi, aynen Ya'le ibni Murre ve Gaylan ibni Selemeti's-Sakafî ve Hazret-i İbni Mes'ud, Gazve-i Huneyn'de aynen haber veriyorlar.[3]
BEŞİNCİ MİSAL: İmam-ı İbni Fevrek ki, kemâl-i içtihad ve fazlından kinaye olarak "Şâfiî-yi Sânî" ünvanını alan allâme-i asır, kat'î haber veriyor ki:
Gazve-i Taif'te, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm gece at üstünde giderken uykusu geliyordu. O halde iken bir sidre ağacına rast geldi. Ağaç ona yol verip atını incitmemek için iki şak oldu; Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm hayvan ile içinden geçti. Tâ zamanımıza kadar o ağaç iki ayak üstünde, muhterem bir vaziyette kaldı.[4]
ALTINCI MİSAL: Hazret-i Ya'le, tarikinde nakl-i sahihle haber veriyor ki:
Bir seferde, "talha" veya "semure" denilen bir ağaç geldi, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın etrafında tavaf eder gibi döndü, sonra yine yerine gitti. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ferman etti ki:
اِنَّهَا اِسْتَاْذَنَتْ اَنْ تُسَلِّمَ عَلَىَّ Yani, "O ağaç Cenâb-ı Haktan istedi ki, bana selâm etsin."[5]
YEDİNCİ MİSAL: Muhaddisler, nakl-i sahihle İbni Mes'ud'dan beyan ediyorlar ki: