Cevap: Medih için değildir. Kusurlarımı, sened-i özrümü, mazeretimi bu unvan ile ibraz ediyorum. Zira bedi, garip demektir. Benim ahlâkım, sûretim gibi ve üslûb-u beyanım, elbisem gibi gariptir, muhaliftir. Görenekle revaçta olan muhakemat ve esalibi, benim üslûp ve muhakematımla mikyas ve mihenk itibar yapmamayı bu unvanın lisân-ı hâliyle rica ediyorum. Hem de muradım, "bedî," acip demektir.
اِلَىَّ لَعُمْرِى قَصْدُ كُلِّ عَجِيبَةٍ * كَاَ نِىِ ّ عَجِيبٌ فِى عُيُونِ الْعَجَائِبِ * [1]
masadak oldum. Bir misâli budur: Bir senedir İstanbul'a geldim, yüz senenin inkılâbatını gördüm.
وَالسَّلاَمُ عَلٰى مَنِ اتَّبَعَ الْهُدٰى * [2]
Cemî mü'minlerin lisânıyla insanların adedi kadar deriz: Yaşasın Şeriat-ı Ahmedî! (aleyhissalâtü vesselâm).
Bediüzzaman Said Nursî
Biraderim Başmuharrir Beye,
Edipler edepli olmalıdırlar. Hem de edeb-i İslâmiye ile müteeddip olmalıdırlar. Matbuat nizamnamesini vicdanlarındaki hiss-i diyanet tanzim etsin. Zira bu inkılâb-ı şer'iye gösterdi ki, vicdanlarda hükümferma, nuru'n-nur olan hamiyet-i İslâmiyedir. Hem de anlaşıldı ki, ittihad-ı İslâm umum askere ve umum ehl-i imana şâmildir. Hariç kimse yoktur.
Said Nursî
ba