Demişler: سُبْحَانَ مَنِ اخْتَفٰى لِشِدَّةِ ظُهُورِهِ [1]
Ben de derim:
نَعَمْ وَسُبْحَانَ مَنِ اخْتَفٰى لِعَدَمِ ضِدِّهِ * وَلَوْلاَ الْجَنَّةُ وَالزَّمْهَرِيرُ لَمَا عَذَّبَتْ جَهَنَّمُ وَلاَ اَحْرَقَتْ * [2]
Cennet olmasa, Cehennem tâzip etmez. Zemherir olmasa, ihrak etmez.
ba
Nefisperestlerin nazar-ı dikkatine
HaşiyeBir lokma kırk paraya; bir lokma on kuruşa... Ağza girmeden, boğazdan geçtikten birdirler. Yalnız birkaç saniye, ağızda bir fark var. Müfettiş ve kapıcı olan zaikayı taltif ve memnun etmek için birden ona gitmek, israfın en sefihidir.
Eskide, ekser İslâm aç değildi; tereffühe ihtiyar vardı. Şimdi açtır; telezzüze ihtiyar yoktur.
Lezzetperestlerin nazar-ı dikkatine
İnsan eski zamanını düşünse, ya lisânı veya kalbi, ya "Âh! Âh!" veya "Oh! Oh!" tahattur veya telâffuz edecektir.
"Âh!" müstetir elemin tercümanıdır. "Oh!" ruhta muzmer bir lezzet ve nimetin muhbiridir.