Birinci Burhan: Muhammed aleyhissalâtü vesselâm.
İkincisi: İşte bütün kâinat zerratıyla:
تَاَمَّلْ سُطُورَ الْكَۤائِنَاتِ فَاِنَّهَا * مِنَ الْمَلاِ اْلاَعْلٰى اِلَيْكَ رَسَۤائِلُ * [1]
Kitab-ı âlemin evrakıdır eb'âd-ı nâmahdûd
Sutûr-u hâdisât-ı dehrdir âsâr-ı nâma'dûd.
Basılmış destgâh-ı levh-i mahfuz-u hakikatte
Mücessem lâfz-ı mânidârıdır âlemde her mevcûd.
Tahsin
وَفِى كُلِّ شَىْءٍ لَهُ اٰيَةٌ تَدُلُّ عَلٰى اَنَّهُ وَاحِدٌ * [2]
Üçüncüsü:
لَوْ كَانَ فِيهِمَۤا اٰلِهَةٌ اِلاَّ اللهُ لَفَسَدَتَا [3] tevhide kat'î bir burhan-ı neyyirdir.
İşte Sûre-i İhlâs, bütün envâ'-ı şirki reddeder. Ve yedi merâtib-i tevhidi kâinata ilân ediyor.
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
قُلْ هُوَ [4] ıtlâk ile taayyün, tevhid-i şuhûda işarettir.
اَىْ: لاَ مَشْهُودَ بِنَظَرِ الْحَقِيقَةِ اِلاَّ هُوَ * [5]
اَللهُ اَحَدٌ [6] Tevhid-i ulûhiyete tasrihdir.