efkâra göre imâle olunmuştur. İmâle delâlet için değil, belki vuzuh-u delil içindir. Bu ise ya müstetbeatü't-terâkip kabilesinden veya kinâî nevindendir.
Meselâ قَالَ lâfzındaki elif eliftir, hafiftir. Aslı وَاو ْ olsa كَافْ olsa, ne olursa olsun tesir etmez.
Ey birader! İnsaf ile dikkat edilse, bütün asırlarda bütün insanların irşatları için nâzil olan Kur'ân'ın i'câzının lemeâtı üç noktanın arkasında görülmeyecek midir?
Neam:
وَالَّذِى عَلَّمَ الْقُرْاٰنَ الْمُعْجِزَ اِنَّ نَظَرَ الْبَشِيرِ النَّذِيرِ وَبَصِيرَتَهُ النَّقَّادَةَ اَدَقُّ وَاَجَلُّ وَاَجْلٰى وَاَنْفَذُ مِنْ اَنْ تَلْتَبِسَ اَوْتَشْتَبِهَ عَلَيْهِ الْحَقِيقَةُ بِالْخَيَالِ وَاِنَّ مَسْلَكَهُ الْحَقَّ اَغْنٰى وَاَنْزَهُ وَاَرْفَعُ مِنْ اَنْ يُدَلِّسَ اَوْ يُغَالِطَ عَلَى النَّاسِ * [1]
Evet, hayalin ne haddi vardır ki; nurefşan olan nazarına karşı kendini hakikat gösterebilsin? Evet mesleği nefs-i hak ve mezhebi ayn-ı sıdkdır. Hak ise tedlis ve tağlit etmekten müstağnidir.
İkincisi: Mu'cize-i Muhammedî, ayn-ı Muhammeddir (a.s.m.). Zât-ı Zülcelâl (Celle Celâlühü) ona demiş: وَاِنَّكَ لَعَلٰى خُلُقٍ عَظِيمٍ [2]
Bütün ümmet hattâ düşmanları da dâhil olduğu halde icmâ etmişler ki, bütün ahlâk-ı haseneye câmidir.