Altıncı Şuâ
Mu'cizat-ı hissiyeden süzülen şuâât-ı istişhaddır
BİRİNCİSİ: Kur'ân-ı mu'cizdir. Evet Kur'ân mu'cizedir. Zira misli yoktur.
فَاْتُوا بِسُورَةٍ مِنْ مِثْلِهِ [1] tahaddi kamçısıyla on üç asırdan beri mütemadiyen a'danın kafasına vurmakla galeyana getirdiği arzu-yu muaraza, hem de câzibedar letâfetiyle heyecana getirdiği şevk-i taklid âmmede hükümrân olmakla beraber, meydanda olan milyonlar kütüb-u Arabiye ile muvazene edilse; hattâ en âmî adam dahi diyecektir ki: "Bu bunlara benzemez." Öyle ise ya en aşağıdadır, bu ise bütün dünyanın ittifakıyla battaldır. Veya umumun fevkindedir ki, o ihtiyac-ı şedîd ve aşk-ı şedîdin ısrar ve tahrikiyle de takat-ı beşer, mislinden âciz kalmıştır. Ümmet i'cazında ittifak etmiştir. Mütenafi olmayan vücuh-u i'cazda ayrı ayrı gitmişler.
Muarazadan men-i İlâhî, sarf-ı kuvâ, ümmîden zuhuru, cem-i hakâik, garabet-i üslûb, belâgat-ı nazm, ihbar-ı guyub gibi.