بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ وَاشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللهِ * [1]
Bu kelime-i âliye üssü'l-esas-ı İslâmiyet olduğu gibi; kâinat üstünde temevvüc eden İslâmiyetin en nurânî ve en ulvî bayrağıdır. Evet misâk-ı ezeliye ile peyman ve yeminimiz olan iman, bu menşur-u mukaddesde yazılmıştır. Evet âb-ı hayat olan İslâmiyet ise, bu kelimenin aynü'l-hayatından nebean eder. Evet, ebede namzed olan nev-i beşer içinde saadet-saray-ı ebediyeye tayin ve tebşir olunanın ellerine verilmiş bir fermân-ı ezelîdir. Evet şu kelime, kalb denilen avâlim-i gayba karşı olan penceresinde kurulmuş olan lâtife-i Rabbâniyenin âyinesine in'ikas eden Sultan-ı Ezelî'nin tecellîsini ilân eden bir harita-i nurâniyesidir ve tercüman-ı beliğidir. Evet, vicdanın esrarengiz olan nutk-u beliğânesini cemiyet-i kâinata karşı vekâleten inşad eden vicdanın hatib-i fasihi ve kâinata Hâkim-i Ezelîyi ilân eden imanın mübelliğ-i beliği olan lisânın elinde bir menşur-u lâyezalîdir.