Netice
Madem ki, Kudret-i Ezeliye gayr-ı mütenahiyedir. Hem lâzıme-i zaruriyedir. Hem herşey lekesiz, perdesiz cihet-i melekûtiyeti ona müteveccihtir. Hem ona mukabildir. Hem tesavî-i tarafeyn olan imkân itibarıyla mütevazinü't-tarafeyndir. Hem şeriat-ı fıtriye-i kübrâ olan "nizam"a mutidir. Hem avâik ve hususiyât-ı mütenevviadan cihet-i melekûtiyet mücerreddir. Öyle ise küll-i âzam, cüz-ü asğara nisbeten kudrete karşı ziyâde nazlanmaz, mukavemet etmez. Öyle ise, haşirde bütün zevi'l-ervâhın ihyâsı, mevt-âlûd bir nevm ile kışta uyuşmuş bir sineği baharda ihyâ ve in'âşından kudrete daha ağır olamaz. Öyle ise; مَا خَلْقُكُمْ وَلاَ بَعْثُكُمْ اِلاَّ كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ [1] mübâlağasızdır, mücâzefesizdir, doğrudur, haktır, hakikattir.
İşte müddeâmız ki, "Fâil muktedirdir... o cihette hiçbir mâni yoktur" tahakkuk etti.
ba