Risale-i Nur kendi şakirtleriyle kopmaz bir zincir, bir hablü'l-metin vasfına tam lâyık olarak, bu dehşetli asrın savletli bid'alarına karşı emsalsiz bir kahramanlıkla göğüs gererek pişva-yı âlem-i İslâm olmuş ve Kur'ân-ı Azîmin dellâlı sıfatıyla aktâr-ı İslâmiyenin her yerinde, hatta küre-i zeminde meş'ale-i imanı, Kur'ân'ın ezelî ve ebedî ışığıyla parlatmış olması, elhak bu vasfa tam lâyık olduğunu nice burhanlarla te'yid etmiş bulunuyor.
Bu kudsi âyetlerin tafsilâtlı tefsiri Risale-i Nur Külliyatında beyan edilmiş bulunduğundan, bu yüksek hakaikı ona havale ederek dersime hâtime veriyorum.
Çok mübarek üstadım efendim! Haddimin milyon kere fevkinde olan bir mes'elede küçüklüğüme, nihayetsiz aczime, sonsuz fakrime ve cehlime bakmayarak, cür'etli hareketimden dolayı bendenizi affediniz. Yalnız şurasını tekraren arzedeyim ki: Rahle-i tedrisinizde ahz-ı mevki ettim; huzur-u irfanınıza baş koydum.
Ey tabib-i hazıkım, ey mübarek Üstadım! Beni affediniz. Derece-i kemâldeki şefkatinizden ve ikramınızdan ancak af dilerim. En büyük edep ve hürmetlerimle mübarek ellerinizden öper, mübarek dualarınızı istirham eylerim efendim hazretleri...
اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى [1]
Pek kusurlu, duanıza muhtaç talebeniz
Mehmed
ba