Risale-i Nur Müellifi Üstad Bediüzzaman Said Nursî hazretlerinin, en son defa vasiyetnâmesi hükmünde Emirdağ Lâhikası'nın sonunda derc ve neşr edilen bir beyanı ile yeni Emirdağ Lâhikası'nda neşredilen en son sene kaleme aldığı "Reis-i Cumhur'a ve Başvekile" diye olan bir hitabesini bu Tarihçe-i Hayat'ın sonuna ilâve ediyoruz.
Nur talebeleri Hazret-i Üstad'ın bu vasiyetnâmesinde beyan ettikleri müsbet hizmet tarzı ile "Nurları" bütün cihana karşı ilân ettiler. Kur'ân-ı Hakîm'in bu zamana müteveccih müsbet hizmet telâkkisi ve envar-ı imaniyeyi akıl ve kalplere yerleştirdiler.
Hazret-i Üstad'ın hizmetinde bulunan talebeleri
Umum Nur talebelerine Üstad Bediüzzaman'ın vefatından önce vermiş olduğu en son derstir
Aziz kardeşlerim,
Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfî hareket değildir. Rıza-yı İlâhîye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır, vazife-i İlâhiyeye karışmamaktır. Bizler âsâyişi muhafazayı netice veren müsbet iman hizmeti içinde herbir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz.
Meselâ, kendimi misal alarak derim: Ben eskiden beri tahakküme ve terzile karşı boyun eğmemişim. Hayatımda tahakkümü kaldırmadığım, birçok hadiselerle sabit olmuş. Meselâ, Rusya'da kumandana ayağa kalkmamak, Divan-ı Harb-i Örfîde idam tehdidine karşı mahkemedeki paşaların suallerine beş para ehemmiyet vermediğim gibi, dört kumandanlara karşı bu tavrım, tahakkümlere boyun eğmediğimi gösteriyor. Fakat bu otuz senedir müsbet hareket etmek,