Merhum Hasan Feyzi'nin Risale-i Nur Hakkındaki Manzumesi
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
وَمَۤا اَرْسَلْنَاكَ اِلاَّ رَحْمَةً لِلْعَالَمِينَ * [1]
âyetinin veraset-i Ahmediye (a.s.m.) cihetinde, mânâ-yı işarî noktasında, bu asırda o Rahmeten li'l-Âlemînin bir ayinesi ve hakikat-i Kur'âniyenin bir hakikî tefsiri olan Risale-i Nur, o küllî rahmetin bir cilvesi, bir nümunesi olmasından, hakikat-i Muhammediyenin (a.s.m.) bir kısım evsafı, mânâ-yı mecâzî ile cüz'î bir vârisine verilebilir diye, bu parlak kasideye ilişmedim.
Yalnız hakikat-i Ahmediye (a.s.m.) âyinesinin farkına işareten bazı kelimeler ilâve edildi.
Said Nursî
Huzur bulur bugün seninle âlem,
Ey bu asırda rahmet-i âlem Risaletü'n-Nur!
Sürur bulur bugün seninle âdem,
Ey bir rahmet-i âlem Risaletü'n-Nur!
Bu hasta gönüller çoktan perişan,
Varsa sende eğer Lokman'dan nişan,
Bir şifa sun, gel, ey mahbub-u zişan,
Ey cilve-i rahmet-i âlem Risaletü'n-Nur!
Gelmez mi sonu bu uzun hicenin,
Geçmez mi gamı bu yaslı gecenin?
Zâri arttı, sabrı bitti nicenin,