ve otuz seneden beri اَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ وَالسِّيَاسَةِ [1] deyip siyasetten bütün kuvvetiyle kaçan ve yirmi iki sene işkenceli sıkıntılar çektiği halde ehl-i siyasetin nazar-ı dikkatini kendine celb etmemek ve siyasete karışmamak için bir defa istirahati için hükûmete müracaat etmeyen bir adama, dehşetli bir siyasî gibi (siyasî entrikacısı gibi), onun menzilini ve inzivagâhını basıp, hasta halinde emsalsiz bir sıkıntı ruhuna vermek, hiçbir kanuna muvafık gelir mi? Zerre kadar vicdanı bulunan bu hale acıyacak.
Dördüncüsü: Eskişehir Mahkemesinde altı ay tetkikten sonra ve sebebi de cemiyetçilik, tarikatçılık olduğu, evham ve bahanesiyle büyük bir reisin ona şahsî garazıyla onun aleyhinde bazı adliyecileri teşvik ettiği halde cemiyetçilik, tarikatçılık ve Risale-i Nur cihetinde beraat ettirip, yalnız Risale-i Nur'un bir küçücük parçası olan "Tesettür Risalesi"ni bahane ederek kanunen değil de, yalnız kanaat-i vicdaniye ile, yüz yirmi şakirt içinde beş on şakirde altı ay ceza verdiler ki, tetkik zamanına kadar dört ay mevkuf, bir buçuk ay da hapis kaldıkları ve on sene sonra Denizli Mahkemesi, yine dokuz ay cemiyetçilik ve tarikatçılık gibi birkaç bahaneyle, bütün yirmi senelik mektubat ve telifatlarını inceden inceye tetkikle beraber, Ankara'nın Ağır Ceza Mahkemesine beş sandık kitapları gönderdikleri ve iki sene o kitaplar ve mektuplar, Ankara ve Denizli mahkemesinde nazar-ı tetkikte kaldıkları halde, o mahkemeler ittifakla cemiyetçilik ve tarikatçılık ve sair bahaneleri cihetinde beraat kararı verip, o kitap ve mektupları aynen sahiplerine iade ve Said'i arkadaşlarıyla beraber beraat ettirdikleri halde, bir siyasî cemiyetçi nazarıyla ve entrikacı bir siyasî adam tarzında onu ittiham etmek ve adliye memurlarını onun aleyhinde cemiyetçilik noktasında sevk etmek ne kadar kanunsuz olduğunu, insaniyeti sukut etmeyen bilir.
Beşincisi: Bir adam ki, hakikî meslek ve meşreb ittihaz ettiği yirmi otuz senelik hayatında düstur kabul ettiği bir hâlin zıddıyla onu itham etmek nev'inden, kanunsuz ve keyfî bu tarruz hadisesinin mahiyeti şudur ki: Ben Risale-i Nur mesleğinin esası olan şefkat itibarıyla, bir mâsuma zarar gelmemek için, bana