müstemi olmadın. Çünkü anlamadın. Hakkınız var. Zira, mesail gayet derin ve arkları uzun ve ibare ise gayet muhtasar ve muğlak ve Türkçem de epeyce noksan ve müşevveş, ve vaktim dahi dar, ben de acele, sıhhatim muhtel, başım nezlelidir. Şu karışık zeminde ancak şöyle bir varakpare çıkabilir.
وَالْعُذْرُ عِنْدَ كِرَامِ النَّاسِ مَقْبُولٌ * [1]
Ey birader! Unsur-u Hakikati, kübrâ gibi ve Unsur-u Belâğatı suğra gibi mezc et. Elektrik şuaı gibi olan hads-i sadıkı geçir. Tâ gayet hararetli ve parlak ziyalı olan Unsur-u Akideyi netice vermek için senin zihnine istidadat verebilsin.
İşte, Unsur-u Akideyi Üçüncü Makalede arayacağız.
İşte başlıyorum: "Nahu."
ba