Müellifin vasiyetnamesi münasebetiyle Halil İbrahim'in Risale-i Nur hakkında Nur şakirdleri namına yazdığı bir fıkrasının bir parçasıdır
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ * [1]
Risale-i Nur, nurdan bir ibrişimdir ki, kâinat ve kâinattaki mevcudatın tesbihatları onda dizilmiştir.
Risale-i Nur âhize ve nâkile ile mücehhez bir radyo-yu Kur'âniyedir ki, onun tel ve lâmbaları ve âyine ve bataryaları hükmündeki satırları, kelimeleri, harfleri öyle intizamkârane ve îcazdârâne bast edilmiştir ki, yarın her ilim ve fen adamları ve her meşrep ve meslek sahipleri, ilim ve iktidarları miktarınca âlem-i gayb ve âlem-i şehadetten ve ruhaniyat âleminden ve kâinattaki cereyan eden her hâdisattan haberdar olabilir. Zira Risale-i Nur, menşur-u Kur'ân'dır.
Risale-i Nur mü'minlere; hedâyâ-yı hidâyet, vesile-i saadet, mazhar-ı şefaat ve feyz-i Rahmândır.
Risale-i Nur, kâinata nevbaharın feyzini veren bir âb-ı hayat ve ayn-ı rahmet ve mahz-ı hakikat ve bir gülzar-ı gülistandır.
Risale-i Nur lütf-ü Yezdan, kemal-i iman, işârât-ı Kur'ân ve bereket-i ihsandır.
Risale-i Nur, kâfire hüsran, münkire tokat; dalâlete düşmandır.
Risale-i Nur bir kenz-i mahfî ve bir sandukça-i cevahir ve menba-ı envardır.
Risale-i Nur hakikat-ı Kur'ân ve mirâc-ı imandır.