Zekâi'nin Bir Manzumesi
Bu Nur, eser-i tefsîridir o semavî kitabın,
İlân eder hakikati, emr-i hakkı bildirir.
İsyanlara, zulümlere mâruz olan cihanın,
Bu asırda gözyaşını nur saçarak dindirir.
Bu eserdir muztarip gönüllere tesellî.
Bu kararsız âlemin her buhranında nur saçar.
Bu eserdir her zulmette selâmet rehberi.
Ehl-i iman bu sayede, bu eserle hür yaşar.
Mâsumlara bir öğüttür, gençlerin de rehberi,
Her mazluma "Ağlama" der. "Güleceksin yarın sen."
Tesellîsi çok yücedir, ibretlidir dersleri,
Beli bükük ihtiyara müjde verir derinden.
Bu nur eser her bilginin, her mü'minin sertacı,
Dertlilerin dermanıdır, her münkiri tokatlar.
Şirklerin hem hedîmidir, hem her kaygu ilâcı,
Zındık, zâlim ilişirse başında volkan patlar!
Bu eserdir insanları dehşetlerden dûr eden.
Kudret eli hâmisidir, hayret-efzâ hükmü var.
Muannidler teslim olur hükmüne, mağrur iken.
Her serseri feylesofu meftun eden Nur'u var!
Ey güç yetmez dehşet veren hâletlerden ağlayan!
Fânilere aldanarak kırıldıkça bağırma.
Ey zâilden, âcizlerden medet umup bağlanan!
Gir bu Nurun âlemine, fânileri çağırma.