kendisi bir doktor şeklini aldı, doktor ise bir hasta hükmüne geçti. Doktora ehemmiyetli bir mektubu okudu, doktorun derdine deva olacak bir ilâç oldu. Sonra top atıldı.
Doktora dedi: "Burada iftar et!"
Doktor dedi: "Bugün kusur etmişim, oruç tutamadım" demesiyle çok hayret ettiğimiz Üstadımızın vaziyeti, orucu bozmuş bir doktorun tıp noktasında hâkimane vaziyetini kabul etmedi ki, o vaziyet ona verildi.
Evet, Risale-i Nurun şahs-ı mânevisinden gelen şifa duası, öyle yüz bin doktora mukabil gelir, diye biz de tasdik ettik. Hem bu hastalığın, Leyle-i Kadir'de Risaletü'n-Nur talebeleri—hususan mâsumlar—ettikleri şifa duaları öyle bir derecede hârika bir surette te'sirini gösterdi ki, Üstadımıza sıhhat halinden daha ileri bir surette bir vaziyet verildi. Leyle-i Kadir'e lâyık bir tarzda çalışmaya başladı. Risale-i Nur şâkirdlerinden gelen bu dua-i şifa, hârika bir mu'cize gibi bir keramet olduğunu biz gözümüzle gördük.
Risale-i Nur Şâkirdlerinden
Emin, Feyzi
ba