intişar eden yirmi bin nüshasıyla lâakal yüz bin adamı huruf-u Kur'âniye lehine ve sünnet-i seniyeye ittibaa ve imanlarının takviyesine ve Hz. Ali'nin (r.a.) hiddet ettiği iki cereyana karşı tamamıyla mukavemet ettiklerinden elbette Hz. Ali'nin (r.a.) يَا اَيُّهَا اْلاِخْوَانُ [1] tabir ettiği ihvanları içinde hususî bir surette onlara bakıyor.
Evet, Hz. Ali'nin (r.a.) bu zahir keramet-i gaybiyesi Hz. Peygamberin (a.s.m.) irşadıyla olduğu için başka şekilde bir mu'cize-i Peygamberiye olduğu münasebetiyle aynı keramet-i Gavsiye ve işarat-ı harika-i Aleviye gibi beşinci asırla, on dördüncü asrın fitnelerine işaret eden ve gizli kalıp mânâsı anlaşılmayan bir mu'cize-i gaybiye-i Nebeviyeyi beyan etmeye münasebet geliyor.
Şöyle ki: Hadis-i sahihte vardır ki Resul-i Ekrem (a.s.m.) ferman etmiş:
اِنِ اسْتَقَامَتْ اُمَّتِى فَلَهَا يَوْمٌ وَاِلاَّ فَنِصْفُ يَوْمٍ [2] evkemakâl...
Şu hadis-i şerife her nasılsa kıyamete işaret suretinde mânâ verilmiş, mu'cize-i Nebeviye gizlenmiş, anlaşılmamış. Hem Şeyh-i Geylânî, hem Hz. Ali'nin (r.a.) irşad-ı Nebevî ile beşinci ve altıncı ve on dördüncü asırların fitnelerinden kerametkârane bahisleri gösteriyor ki, bu hadis-i şerif onların bu zamana bakmak için bir teleskoplarıdır ki bu iki asra bakıyorlar.
Evet hadiste يَوْمٌ [3] tabiri اِنَّ يَوْمًا عِنْدَ رَبِّكَ كَاَلْفِ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ [4] âyetinin delaletiyle bin seneden ibarettir. Hilafet-i İslamiye ve hükümet-i Arabiye hadîs mûcibince tam istikâmetle gitmediği için tam nısf-ı yevm olan beş yüz küsur