فَيَا حَامِلَ الْاِسْمﭭ الَّذ۪ى... ilh. Dört satırda beş altı vecihle Risale-i Nur'a ve müellifine işaret ettiği gibi hayatındaki vukuat-ı mühimmeye parmak basıyor. Ezcümle: Dördüncü satırda
فَلَا حَيَّةٌ تَخْشٰى fıkrasıyla bin üç yüz kırk sekiz (1348) raddelerinde ve Rûmi ise bin üç yüz kırk beş (1345)'te Hocam, dağdaki cesim bir karaağaca dayandığı esnada yarım saat bir gürültü işitip bakmadı. Sonra baktı ki, gayet müthiş ejderha gibi bir yılan arkasında ağzını açmış, bekliyor. Hücum edemiyor. Birden Hocam o yılanın önünden tarla içine çekildi, yılan ise çöreklenmiş ve bir metre de ayağa kalkmış vaziyette iken onun hücumuna intizar ediyordu. Halbuki harika olarak o müthiş hayvan kımıldanamadı, çünkü Hocamın o gün çok defa okuduğu Âyete'l-Kürsî himayeti o hayvana gem vurmuş gibi üç metre mesafede durdurdu. En nihayet çekildi, gitti. Bu mânâyı teyid eden cifirce
حَيَّةٌ'de
ة müennes alâmeti olduğu için sayılmaz. Çünkü o yılan dehşetine göre müzekker imiş. Tabir-i hakkı
حَىٌّ'dur.
حَىٌّ olsa o vakit
فَلَا حَىٌّ تَخْشٰى[Ne bir yılandan korkar] Arabî bin üç yüz kırk sekiz (1348) eder ki aynı tarihte bu hâdise vâki olmuştur. Hem üçüncü satırdaوَخَاصِمْ مَنْ تَشَء[Dilediğin düşmanla mücadele et!] fıkrasındaمَنْ تَشَاءُ cifirce Hocamın husumet ettiği bu adamların aynı isimlerinin adedine muvafık geliyor. İzahata izin vermediği için bu kadar yazdırıldı.
وَحَارِبْ وَلَا تَخَفْ[Korkma, (âhirzamanda olacak Birinci Dünya Savaşı) savaş!] 'den sonra
دُسْ كُلَّ اَرْضٍ [Her yere git, ayak bas!] [(HAŞİYECİK): Yani arza bastığın zaman ki: Cifirce bin iki yüz doksan beş (1295) Arabî ve doksan üç (93) Rûmî tarihidir ki, tarih-i veladetine ve Rus harb-i müthişine tevafukla beraber بِالْوُحُوشِ تَعَمَّرَتْ fıkrası işaret ediyor ki, yere bastığın zaman yer vahşilerle şenleniyor. Yani vahşi Ruslar Âlem-i İslâmı hırpalıyor, kırk sene sonra o vahşilerin elinde esir olup onların en vahşi memleketine gideceksin, haber veriyor. Elhasıl دُسْ كُلَّ اَرْضٍ بِالْوُحُوشِ تَعَمَّرَتْ [Vahşîlerle dolu her yere git!] ve فَقَاتِلْ وَلَا تَخْشَ وَ حَارِبْ وَلَا تَخَفْ [Savaş, korkma! Harbet, çekinme!] bu satırda dört kelime ile başına gelen dört vukuat-ı mühimmeyi sarahata yakın işaret ediyor.)]
HAŞİYECİK: كُلَّ اَرْضٍ'daki tenvin, nun sayılır. (Hafız Tevfik).