olduğu bir zamanda ve hapiste yalnız kalacağım bir anda ve üç ayda yetmiş defa acip bir tarzda bana açılan bir sahifenin kerametini dâvâ ettiğim ve delilsiz kaldığım bir hengamda Hz. Ali'nin (r.a.) Celcelûtiye kasidesinin yetmiş defa bilâ-istisna bana açılan فَيَا حَامِلَ اْلاِسْمِ الَّذِى جَلَّ قَدْرُهُ [1] dan başlayan üç-dört satırda üç-dört kuvvetli emare ve delil vardır ki, فَيَا حَامِلَ اْلاِسْمِ [2] hitab-ı umumisinde bize hususî bakıyor.
BİRİNCİ EMARE: فَيَا حَامِلَ اْلاِسْمِ الَّذِى جَلَّ قَدْرُهُ fıkrası hem makam, hem mânâ, hem cifir ve ebced hesabıyla bu nidâ-i umumi-i Alevî de hususi bir tarzda bu zamana ve Risale-i Nur'a ve Risale-i Nur'un müellifine bakıyor. Çünkü فَيَا حَامِلَ اْلاِسْمِ الَّذِى جَلَّ قَدْرُهُ cifir ve ebced hesabıyla bin üç yüz elli üç (1353) senesi zamanını tam gösterdiği ve o zamanda da Risale-i Nur ve şakirtlerinin en korkulu bir zamanıdır ki, altı satırda yedi defa لاَتَخْشَ [3] kelimelerini tekrar ediyor فَيَا حَامِلَ اْلاِسْمِ fıkrasındaki حَامِلَ اْلاِسْمِ [4] Molla Said فَيَا حَامِلَ اْلاِسْمِ Molla Kürd ve Molla Said Bedi' yalnız üç farkla tevafuk sırrıyla gösteriyor. Ve bu isim sahibi bu hitapta hususi murad olduğuna işaret ediyor. Ve mânâsıyla da, "Ey bin üç yüz elli üç (1353) senesinin tarihinde bu İsm-i Âzamın hamili" yani "İsm-i Âzamı kendine muhafız ittihaz eden şahıs" demekle, o umumi hitapta böyle hususi bize bakıyor. Çünkü lillahilhamd bin üç yüz elli üç (1353) tarihinde her yirmi dört saatte yüz yetmiş bir defa اَلْاِسْمِ الَّذِى جَلَّ قَدْرُهُ [5] olan İsm-i Âzamı okuyordum ve kendimi onunla mu-