görüşür, meâlinde burada söylediğim ve sonra size yazdığım aynı zamanda, o ikisi şimdiye kadar sükût ettikleri halde, beraber bana mektup yazıyorlar.
Salisen: Re'fet kardeşimizin kemal-i sadakat ve alâkasını ve Hulûsi gibi Nurların bir kumandanı olduğunu gösteren mektubu, Hulûsi'nin mektubunu aldığım zamanına tevafuku, lâtif ve sürurlu oldu. O ikisi Lâhikaya girsin. Ve Re'fet'in mâsumlara Kur'ân okutması ve kendisi Lem'alar ile, yazmak ve okumakla meşgul olması ve benim hastalığımın şifâsına o mâsumlarla dua etmeleri, bir merhem gibi hastalığıma ferah ve hiffet verdi.
Ve Rabian: Yazıda, merhum Âsım'a benzeyen Yakup Cemal'in hayatta olduğunu; ve hayatta ise Nurlarla, o güzel kalemi ile hizmet ediyor mu, bilemediğim için, çok defa hazînane ve müteessifane düşünüyordum. Hadsiz şükür olsun ki, hem hayatta, hem Nurlara hizmette, hem sadakatte olduğunu gösteren bir mektubunu aldım, elhamdü lillâh dedim.
- 91 -
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Yüz defadan ziyade, gayet kıymetli bir hakikat-ı imaniye bana görünüyor. Telif zamanı tamam olması hikmetiyle, ne kadar çalıştım, o çok ehemmiyetli hakikatı avlayamadım. Vâzıhan ifade ve ihsas etmek için bekledim, muvaffak olamadım. Şimdi gayet kısa bir işaretle, o çok geniş ve çok uzun hakikattan kısacık bahsedeceğim.
اِنَّ اللهَ خَلَقَ اْلاِنْسَانَ عَلٰى صُورَةِ الرَّحْمٰنِ [1] hadisi, hem cevâmiü'l-kelimden, hem müteşabih hadislerdendir. Pek büyük ve küllî nüktesi, benim kalbime, Hülâsatü'l-Hülâsa ile Cevşenü'l-Kebîr'i okuduğum vakit zahir oldu. Ben de, o acip ve çok güzel nükteyi kaçırmamak için, şifreler, işaretler nev'inden