Tâlim-i nazariyattan ziyade, tezkir-i müsellemâta ihtiyaç var
Zaruriyât-ı dinî, müsellemât-ı şer'î, kulûblerde hâsıldır, ihtar ile huzuru, tezkir ile şuuru.
Matlup da hâsıl olur. İbare-i ArabîHaşiye daha ulvî ediyor tezkiri, hem ihtarı.
Onun için Cumada hutbe-i Arabiye, zaruriyâtı ihtar, müsellemâtı tezkir, maalkifâye olur onun tarz-ı tezkiri.
Nazariyâtı tâlim onda maksud değildir. Hem İslâmın vahdânî simasında şu Arabî ibare bir nakş-ı vahdettir; kabul etmez teksiri.
• • •
Hadis der âyete: Sana yetişmek muhal
Hadis ile âyeti muvazene edersen, bilbedâhe görürsün: Beşerin en beliği, vahyin de mübelliği, o dahi bâliğ olmaz
Belâğat-i âyete. O da ona benzemez. Demek ki, lisan-ı Ahmedîden gelen herbir kelâm her dem onun olamaz.
Îcaz ile beyan i'câz-ı Kur'ân
Bir zaman rüyada gördüm ki, Ağrı Dağı altındayım. Birden o dağ patladı, dağ gibi taşları âleme dağıttı, sarstı cihanı.
Füc'eten bir adam yanımda peydâ oldu. Dedi ki: Îcaz ile beyan et, icmal ile îcaz et bildiğin envâ-ı i'câz-ı Kur'ân'ı.
Daha rüyada iken tabirini düşündüm. Dedim: Şuradaki infilâk, beşerde bir inkılâba misal. İnkılâpta ise elbet hüdâ-yı Furkanî