Tâmimin iltizamı sebep olur nizâa. İslâmiyetten evvel tabakat-ı beşerde derin uçurumlar,
Hem tebâüd-ü acîbi istedi bir vakitte taaddüd-ü enbiya, tenevvü-ü şerâyi', müteaddit mezhepler.
Beşerde bir inkılâp İslâmiyet yaptırdı, beşer tekarüb etti, şer' etti ittihad, vâhid oldu peygamber.
Seviye bir olmadı; mezhep taaddüt etti. Terbiye-i vâhide kâfi geldiği zaman, ittihad eder mezhepler.
• • •
İcad ve cem-i ezdadda büyük bir hikmet var; kudret elinde şems ve zerre birdir
Ey birader-i kalb-i hüşyar! Ezdâdın cem'indendir tecellî-i iktidar. Lezzet içinde elem, hayrın içinde şerri,
Hüsnün içinde kubhu, nef'in içinde dârrı, nimet içinde nıkmet, nurun içinde nârı, bilir misin ki sırrı?
Hakaik-i nisbiye sübut, takarrur etsin. Birşeyde çok şey olsun; bulsun vücut, görünsün. Sür'at-i hareketle bir nokta bir hat olur.
Çevirmenin sür'ati yapar bir lem'a-i nur, daire-i nuranî. Hakaik-i nisbiye vazifesi dünyada daneler sünbül olur.
Kâinatın çamuru, revâbıt-ı nizamı, alâik-i nakşını odur teşkil ediyor. Âhirette bu nisbî emirler orada hakaik olur.
Hararette merâtip, ona olmuştur sebep tahallül-ü burudet. Hüsündeki derecat kubhun tedahülüdür; sebep, illet oluyor.