İki kavs-ı mevhûme tinnîneyn yad edilmiş, hayalî bir teşbihle isim müsemmâ olmuş. Tinnîn ise yılandır.
• • •
Mübalâğa zemm-i zımnîdir
Hangi şeyi vasfetsen, olduğu gibi vasfet. Medhin mübalâğası bence zemm-i zımnîdir.
İhsan-ı İlâhîden fazla ihsan, ihsan değildir.
Şöhret zalimedir
Şöhret bir müstebittir; sahibine mal eder başkasının malını.
Meşhur Hoca Nasreddin letâifi içinde, zekâtı, asıl malı.[1]
Rüstem-i Sistanî, onun hayal-i şanı garet etti bir asır mefâhir-i İran'ı.
Gasb ve garetle şişti o namdar hayali, hurâfâta karıştı, attı nev-i insanı.
Din ile hayat kabil-i tefrik olduğunu zannedenler felâkete sebeptirler
Şu Jön Türkün hatası: Bilmedi o bizdeki din hayatın esası. Millet ve İslâmiyet ayrı ayrı zannetti.
Medeniyet müstemir, müstevlî vehmeyledi. Saadet-i hayatı içinde görüyordu. Şimdi zaman gösterdi,
Medeniyet sistemiHaşiye bozuktu, hem muzırdı. Tecrübe-i kat'iye bize bunu gösterdi.
Din hayatın hayatı, hem nuru, hem esası. İhyâ-yı din ile olur şu milletin ihyâsı. İslâm bunu anladı.
Başka dinin aksine, dinimize temessük derecesi nisbeten milletin terakkisi. İhmali nisbetinde idi
Milletin tedennîsi. Tarihî bir hakikat; ondan olmuş tenâsi.