Her nereden gelirse gelsin, nidâ-i hâcete lebbeyk-zendir; sırr-ı tevhid namına etrafı görüştürür.
Zîhayat her harfi, herbir cümleye müteveccih birer yüzü, hem de nâzır birer gözü baktırır.
• • •
Güneşin hareketi cazibe içindir, cazibe istikrar-ı manzumesi içindir
Güneş bir meyvedardır; silkinir, tâ düşmesin müncezip seyyar olan yemişleri.
Ger sükûtuyla sükûnet eylese, cezbe kaçar, ağlar fezada muntazam meczupları.
Küçük şeyler büyük şeylerle merbuttur
Sivrisinek gözünü halk eyleyendir mutlaka güneşi, hem kehkeşi halk eylemiş.
Pirenin midesini tanzim edendir mutlaka manzume-i şemsiyeyi nazm eylemiş.
Gözde rü'yet, midede hem ihtiyacı derc edendir mutlaka semâ gözüne ziya sürmesi çekmiş,
Zemin yüzüne gıda sofrası sermiş.
Kâinatın nazmında büyük bir i'caz var
Kâinatın gör ki telifinde bir i'caz var. Ger bütün esbab-ı tabiiye bi'l-farzı'l-muhal
Ola herbiri muktedir bir fâil-i muhtar,
O i'câza karşı nihayet acz ile bil'imtisal
Ederek secde ki:
سُبْحَانَكَ لاَ قُدْرَةَ فِينَا رَبَّنَا اَنْتَ الْقَدِيرُ اْلاَزَلِىُّ ذُوالْجَلاَلِ * [1]
Kudrete nisbet herşey müsavidir
مَا خَلْقُكُمْ وَلاَ بَعْثُكُمْ اِلاَّ كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ * [2]