dinlemeli. Gafletle kulağını kapasan kurtulamazsın. Çünkü sen kulağını kapamakla kâinat sükût etmez, mevcudat susmaz, vahdâniyet şahitleri seslerini kesmezler. Elbette seni mahkûm ederler.
وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ عِنْدَنَا خَزَۤائِنُهُ وَمَا نُنَزِّلُهُۤ اِلاَّ بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ * وَاَرْسَلْنَا الرِّيَاحَ لَوَاقِحَ فَاَنْزَلْنَا مِنَ السَّمَۤاءِ مَۤاءً فَاَسْقَيْنَاكُمُوهُ وَمَۤا اَنْتُمْ لَهُ بِخَازِنِينَ * [2]
Şu Yirminci Pencerenin hakikati, bir zaman Arabî bir surette şöyle kalbe gelmişti:
تَلَئْـلُاﭩﭮالضِّيَٓاءِ مِنْ تَنْو۪يرِـكَـ تَشْه۪يرِـكَـ * تَمَوُّجُ الْاِعْصَارِ مِنْ تَصْر۪يفِكَ تَوْظ۪يفِكَ * سُبْحَانَكَ مَٓا اَعْظَمَ سُلْطَانَكَ *
تَفَجُّرُ الْاَنْهَارِ مِنْ تَدْخ۪يرِـكَـ تَسْخ۪يرِـكَـ * تَزَيُّنُ الْاﭩﭯحْجَارِ مِنْ تَدْب۪يرِـكَـ تَصْو۪يرِـكَـ * سُبْحَانَكَ مَٓاأَبْدَعَ حِكْمَتَكَ *
تَبَسُّمُ الْاﭩﭯزْهَارِ مِنْ تَزْي۪ينِكَ تَحْس۪ينِكَ * تَبَرُّجُ الْاﭩﭯثْمَارِ مِنْ اِنْعَامِكَ اِكْــرَامِكَ ﱳ سُبْحَانَكَ مَٓا اَحْسَنَ صَنْعَتَكَ ﱳ
تَسَجُّعُ الْاﭩﭯطْيَارِ مِــنْـ اِنْطَاقِكَ اِرْفَاقِكَ * تَهَزُّجُ الْاﭩﭯمْطَارِ مِــنْـ اِنْزَالِكَ اِفْضَالِكَ * سُبْحَانَكَ مَٓا اَوْسَعَ رَحْمَتَكَ *
تَحَرُّـكُـ الْاَقْمَارِ مِــنْـ تَقْد۪يرِـكَـ تَدْب۪يرِـكَـ تَدْو۪يرِـكَـ تَنْو۪يرِـكَـ * سُبْحَانَكَ مَٓاأَنْوَرَ بُرْهَانَكَ وأَبْهَرَ سُلْطَانَكَ ﱳ
[Işığın parıldaması Senin nurlandırman ve teşhir etmendendir. Fırtınanın dalgalanması Senin yönlendirmen ve görevlendirmendendir. Sen her noksandan münezzehsin; ne büyüktür saltanatın! Nehirlerin fışkırması Senin depolayıp emre boyun eğdirmendendir. Taşların süsleri Senin tedbirin ve şekillendirmendendir. Sen her noksandan münezzehsin; ne eşsizdir Senin hikmetin! Çiçeklerin tebessümü Senin süsleyip güzelleştirmendendir. Meyvelerin süslenmesi Senin in'âmın ve ikramındandır. Sen her noksandan münezzehsin; ne güzeldir Senin san'atın! Kuşların cıvıldaşması Senin konuşturman ve yakınlaştırmandandır. Damlaların şıpıltısı Senin indirmen ve fazlındandır. Sen her noksandan münezzehsin; ne geniştir Senin rahmetin! Ayların seyretmesi Senin takdirin ve tedbirinle, Senin döndürmen ve aydınlatmandandır. Sen her noksandan münezzehsin; ne aydınlatıcıdır delilin, ne engindir saltanatın!]
"Herşeyin melekûtu elinde olan Allah her türlü kusurdan münezzehtir." Yâsin Sûresi, 36:83.
"Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri Bizim yanımızda olmasın. Herşeyi Biz belirli bir miktarla indiririz. Rüzgârları da Biz aşılayıcı olarak gönderdik, sonra gökten bir su indirip onunla sizi suladık. Yoksa o suyu hazinesinde saklayan siz değilsiniz." Hicr Sûresi, 15:21-22.